CEO’LAR KENDİNİ NASIL GÜNCEL TUTUYOR? İCRANIN LİDERİ OLARAK ODAKLARINA NEYİ ALDILAR? KURUMUN POLİTİKALARI TÜM OPERASYONEL ALANLARI KAPSIYOR MU? BUNUN İÇİN NELER YAPIYORLAR? BOYNER BÜYÜK MAĞAZACILIK CEO’SU EREN ÇAMURDAN, DİJİTAL DÖNÜŞÜM VE MÜŞTERİ ODAĞINDAKİ GELİŞMELERİ ANLATIYOR. JOTUN TÜRKİYE GENEL MÜDÜRÜ SERDAR PUNTAR, “POZİTİF ETKİ YARATMAYA ODAKLANDIK” DİYOR. ALLIANZ TÜRKİYE CEO’SU TOLGA GÜRKAN, “HEDEFİMİZ SÜRDÜRÜLEBİLİR DEĞER YARATMA” DERKEN BEYMEN GROUP CEO’SU ELİF ÇAPÇI, “YENİ GİRİŞİMLER HAYATA GEÇİRİYORUZ” DİYE ANLATIYOR. ÇİMSA CEO’SU UMUT ZENAR, YATIRIM, EKSİM HOLDİNG GIDA GRUBU BAŞKANI VE EKSUN GIDA GENEL MÜDÜRÜ AHMET DEMİR YENİLİK AJANDASINI PAYLAŞIYOR. PEGASUS HAVA YOLLARI CEO’SU GÜLİZ ÖZTÜRK DAHA ADİL BİR DÜNYA TALEBİNİ DİLE GETİRİYOR. PETROL OFİSİ GRUBU CEO’SU MEHMET ABBASOĞLU İSE MUTLU BİR EKOSİSTEMİN ÖNEMİNE DİKKAT ÇEKİYOR VE “KIYMETİNİ BİLİYORUM” DİYOR.
SELEN KOCABAŞ I s.kocabas@businesslife.com.tr
YENİ DALGADA CEO’NUN GÜNDEMİ
Yeni dünyada şirketler sürdürülebilir iş başarısının ötesinde çevresine, topluma kazandırdığı değerle anlam yaratıyor, çalışanlarını ve müşterilerini mutlu ediyor. Doksanlı yılların başında ‘Önce işini yap etrafına çok da bakma’ söylemleri ajandalardayken artık iklim, çevre, kadın, toplum, gençlik konularını teğet geçen şirketleri müşteriler ve çalışanların da teğet geçeceği ortada. Tabii ki iyi yönetimin özünde şeffaflık, adillik, hesap verebilirlik ve sorumluluk ilkeleri çerçevesinde paydaşlara tam ve doğru bilginin zamanında verilmesi var. Düşünce ve duygularını, güçlü ve zayıf yönlerini tanıyan ve bu bilgileri etkili bir şekilde kullanan liderlerle değer yaratılıyor. Vizyon sahibi olmak, empati kurabilme yeteneği, kararlılık, iyi bir dinleyici olma, sürekli öğrenme isteği ve esneklik gibi özelliklerin çok kıymetli olduğunu görüyoruz. Amacını ortaya koyan, açık bir vizyonla başlayan, paydaşlarını dinleyen ve harekete geçen, işini ve çevresini sahiplenme kültürünü genlerine almış, şeffaflığıyla güven veren ve çalışanlarına, iş ortaklarına yatırım yapıp, A sınıfı oyuncularla işlerini yöneten şirketler dalgası yayılıyor. Gelin birlikte bu dalgayı yayan CEO’ların 2024’te en çok neye odaklandıklarına bakalım.
GÜLİZ ÖZTÜRK I PEGASUS HAVA YOLLARI CEO’SU
“ÇEŞİTLİLİK VE KAPSAYICILIKTA HASSASIZ”
“Tüm faaliyet süreçlerimizi kapsayan tutarlı ve yönlendirici politikalara sahibiz. İnsan kaynakları alanında kapsayıcılık ve çeşitlilik konusunda hassasiyeti yüksek bir şirketiz. Özellikle toplumsal cinsiyet dengesi konusunda çalışmalar yürütüyoruz.”
Endüstri trendlerini ve küresel gelişmeleri çok yakından takip ediyorum. Kendi sektörümden ve farklı alanlardan görüşlerine değer verdiğim yöneticilerle sık sık fikir alışverişinde bulunuyorum. Ayrıca yine farklı sektörlerden isimlerin yer aldığı forum ve panellere zaman buldukça katılıyorum, böylece hem son gelişmeler hakkında tazelenme hem farklı görüşlerden beslenme fırsatı buluyorum. Bu şekilde farklı deneyimler, içgörüler ve bakış açıları hakkında bilgi sahibi olmak beni geliştiriyor. Kendimi güncel tutmak için çok okuyorum. Sektörel konular ve liderlik üzerine farklı kaynaklardan okumalar yapıyorum. Düzenli takip etmeye gayret gösterdiğim bloglar var. Tüm bu yollarla hem güncel kalmaya hem hızlı değişime ayak uydurmaya çalışıyorum.
EN BÜYÜK GÜÇ ÇALIŞANLAR
Liderlik, kurumsal kültürün omurgasıdır ve iyi bir lider, doğru bir kültür ve iyi bir şirket yaratır. Bunu söylerken liderliğin, güçlü ve başarılı bir ekip, güçlü bir strateji, sürdürülebilir bir iş modeli ve iyi yönetilen bir organizasyonla desteklenmesi gerektiğini göz ardı etmiyorum. Ama zaten iyi liderlik kavramı tüm bunları kapsıyor. Bir şirketin başarısını ve devamlılığını etkileyen birçok önemli faktör var. Bunların en başında net bir vizyon oluşturmak ve bunu gerçekleştirecek stratejiyi ortaya koymak geliyor. Sağlam bir finansal yapı ve kaynakların etkin kullanımı, şirketin uzun vadeli sürdürülebilirliği için kritik değerde. Bir şirketin en büyük gücü, çalışanlarıdır. Doğru kişileri işe almak, onları geliştirmek ve motive etmek, genel performansı doğrudan etkiler. Müşteri memnuniyeti ve sadakati de iş başarısının odağında yer alıyor. Şirketin müşterinin sesine kulak vermesi, beklenti ve talepler doğrultusunda hizmet ve ürünlerini geliştirmesi gerekiyor.
DAHA ADİL BİR DÜNYA
ETİK KODLAR İyi bir şirketin etik kodlara sahip olması gerekiyor. Bu, çalışanlar ve paydaşlar nezdinde güven inşa etmenin en temel yolu. Sonra çalışanların mutluluğu geliyor. Çalışanların başarının arkasındaki itici güç olduğunu kabul eden bir şirket, profesyonel gelişime yatırım yapar, iş-yaşam dengesini teşvik eder ve destekleyici bir çalışma ortamı yaratır. Ve tabii ki etki odaklı çalışmalar yapmak. İyi bir şirket, olumlu değişime özlem duyulan bir dünyada insanlar ve gezegen için iyi şeyler yapmak gibi ulvi bir amaca sahiptir. Bu, topluma olumlu katkıda bulunmayı, çevresel etkiyi en aza indirmeyi ve iyilik çabalarına katılmayı içerir.
TUTARLI POLİTİKA Bir şirket, sosyal sorumluluğu benimseyerek yalnızca itibarını artırmakla kalmaz, aynı zamanda daha adil ve sürdürülebilir bir dünya yaratmada da rol oynar. Tüm faaliyet süreçlerimizi kapsayan tutarlı ve yönlendirici politikalara sahip olduğumuzu söyleyebilirim. Finans, insan kaynakları, güvenlik ve çevre gibi kritik alanlarda endüstri standartlarına ve etik ilkelere uyum sağlamamızı düzenleyen politikalara sahibiz. Operasyonel alanda kriz yönetimi, güvenlik politikaları, sürdürülebilirlik önlemleri gibi unsurları kapsayan politikalar takip ediyoruz. İnsan kaynakları alanında kapsayıcılık ve çeşitlilik konusunda hassasiyeti yüksek bir şirketiz. Özellikle toplumsal cinsiyet dengesi konusunda çalışmalar yürütüyoruz.
ELİF ÇAPÇI I BEYMEN GROUP CEO’SU
“YENİ GİRİŞİMLER HAYATA GEÇİRİYORUZ”
“Son yıllarda dijital dönüşüme odaklanarak, yenilikçi teknolojilere yatırım yaptığımız bir geçiş dönemi yaşıyoruz. Müşterilerimizin mağazalarımızda kaliteli vakit geçirmeleri için onlara sunduğumuz nedenleri çeşitlendiriyoruz. Lüks kavramının içine gastronomiyi de eklediğimiz yeni girişimleri hayata geçiriyoruz.”
Beymen’in yaptığı her işin merkezinde ilham veren lüks moda markası olma misyonumuzu sürdürmek, bunu yaparken de dokunduğumuz tüm paydaşlarımızın, öncelikle de müşterilerimizin ve çalışma arkadaşlarımızın mutluluğunu sürdürülebilir kılma hedefi yatıyor. Tamamıyla lüks moda ve yaşam stili alanlarına odaklıyız. Yarım asrı aşan tarihimizle bu alanda çok güçlü bir deneyimimiz, çok zengin bir mirasımız, dünya markalarıyla onlarca yıl içinde kurmuş olduğumuz çok güçlü bir iş modelimiz var.
“KÖPRÜ OLUŞTURMAYA DEVAM EDECEĞİZ”
Misyonumuz değişen dünya ve toplumsal dinamiklerle birlikte kendi DNA’mızı kaybetmeden, zamanın ruhuna ayak uydurmak, hatta bir adım önde gitmek. Hayatları güzelleştirmek, anlam katmak, Türkiye’ye ilham vermek. Lüks moda dünyası ve Türkiye arasında köprü oluşturmaya devam etmek. Grubumuz bünyesinde Beymen’in yanı sıra, Beymen Club, Network ve Divarese markaları, 4 bini aşkın çalışma arkadaşımız, 250’ye yakın mağazamız ve mağazalarımızda yer verdiğimiz 1.500’ü aşkın markayla bağımız var. Türkiye’nin ilk ve tek dijital lüks platformu Beymen.com da bünyemizde. Dolayısıyla lüks moda ve tekstile dokunan her alanda varız ve bu alanda Türkiye’deki tedarikçi ekosistemi için çok önemli bir yere sahibiz. Beymen de grubumuzun amiral gemisi. Dünya değiştikçe hayatın ritmi ve akışı da değişiyor. Her sektörün gelişmeler doğrultusunda kendini yenilemesi gerekiyor. Perakende dünyası son yıllarda müşteri deneyimini önceliklendirdiği bir geçiş yaşadı. Artık talebin merkezinde de ihtiyaçlardan öte sunduğunuz deneyim yatıyor. Bugün yeni lüks olarak tarif edilen lüks anlayışının özünde de bu yaklaşım yatıyor.
“KARARLI VE SOMUT BİR YOL HARİTAMIZ VAR”
YEDİ ÇALIŞMA GRUBU Sürdürülebilirlik alanında yürüttüğümüz çok boyutlu çalışmaları çok önemsiyoruz. Kararlı ve somut bir yol haritamız var. Danışmanlıklar alıyoruz. Öncelikle alanında uzman kurumlarla içeride bir inceleme süreci başlattık. Çevre, ambalaj, döngüsel moda, ürün geri dönüşüm, tedarik, yönetişim ve insan olmak üzere 7 çalışma grubu kurduk.
HEDEFLER Beymen Promise taahhütlerimiz arasında faaliyetlerimizden kaynaklanan çevresel etkilerimizi ölçülebilir şekilde azaltmak, 3R başlığı altında topladığımız reborn, repair, recycle alanlarında döngüsel modaya öncülük etmek, grubun tüm ambalajlarını yüzde 100 sürdürülebilirlik sertifikalı üretmek, benzer şekilde tekstil üretimlerimizde sertifikalı hammadde ve süreçlere geçmek gibi hedefler yer alıyor. Atık yönetimimizi izlenebilir hale getirmek ve sıfır atık operasyonlarımızı yaygınlaştırmak, tükettiğimiz su ve elektriği azaltmak da hedeflerimiz arasında.
EŞİTLİK Birleşmiş Milletler Kadının Güçlenmesi Prensipleri’nin (WEPs) imzacısı bir kurum olarak kadınların yaşamın her alanında güçlenmesi ve eşit bir iş ortamı sağlamanın da önemini vurguluyor, bu alanda çalışmalar yürütüyoruz. İlk sürdürülebilirlik raporumuzu da 2024 yılındaki faaliyetlerimizi kapsayacak şekilde 2025 yılında yayınlayacağız.
REBORN Ayrıca Beymen Reborn’u 2023 yılının Haziran ayında döngüsel modayı merkeze alan öncü bir uygulama olarak hayata geçirdik. Lüks ikinci el satış platformumuz Reborn ile çanta ve ayakkabıların yaşam döngüsünü uzatıyor, kullanım başına maliyetlerini düşürüyor, dolayısıyla karbon ayak izlerini azaltmaya yardımcı oluyoruz.
AHMET DEMİR I EKSİM HOLDİNG GIDA GRUBU BAŞKANI VE EKSUN GIDA GENEL MÜDÜRÜ
“AR-GE MERKEZİMİZDE İLKLERE İMZA ATTIK”
“Yer aldığımız gıda sektörü stratejik olduğu kadar sürdürülebilirliği de odağında tutan bir alan. Biz de Eksun Gıda olarak hem çevresel sürdürülebilirliği gözeten hem gıdanın sürdürülebilirliği ve herkesin gıdaya erişimi için adımlar atıyoruz. Ar-Ge merkezimizde ilklere imza attık.”
Sürekli öğrenme dürtüsüyle iş dünyası, teknoloji ve liderlik kavramlarını barındıran kitapları tercih ediyorum. Ayrıca faaliyet gösterdiğimiz gıda sektörüne ait raporlar ve akademik çalışmalar da bakış açımı derinleştirmeme katkı sağlıyor. Sektörümüzde yer alan diğer liderlerle bağlantı kurarak fikir alışverişi yapmak, teknolojik gelişmeleri dijital dönüşüm stratejilerimize uygulamak, ekibimizle düzenli olarak bir araya gelerek sektörümüzü değerlendirmek hem stratejik vizyonumuzu güncel tutuyor hem şirketimizi daha iyi konuma getirmek adına yenilikleri görmemize olanak tanıyor.
“İNOVASYON VE SÜREKLİ GELİŞİM ODAKLIYIZ”
İyi bir şirket için sadece iyi lider olmak yetmez. İyi şirket olmanın yapı taşları, doğru insanları bünyeye katmak, yetenek gelişimine yatırım yapmak ve sürekli gelişim odaklı bir kültürü beslemekten geçiyor. Ekip ruhunu koruyan, inovasyon ve sürekli gelişim odaklı bir kültür, şirketleri büyüten unsurlar arasında yer alıyor. Ayrıca yeniliklere adapte olmak, trendleri ve piyasanın değişen dengelerini takip etmek, özellikle yer aldığımız un sektörü açısından son derece kritik. Diğer taraftan müşteri odaklı tutumumuzdan taviz vermemek de asli görevlerimiz arasında yer alıyor. Bu sayede 60 yılı deviren Sinangil markamızla halen mutfakların baş tacı olmaya devam ediyoruz.
“STRATEJİK SEKTÖRDEYİZ”
Yer aldığımız gıda sektörü stratejik olduğu kadar sürdürülebilirliği de odağında tutan bir alan. Biz de Eksun Gıda olarak hem çevresel sürdürülebilirliği gözeten hem gıdanın sürdürülebilirliği ve herkesin gıdaya erişimi için adımlar atıyoruz. Çevresel sürdürülebilirlik kapsamında israfa karşı tutumumuzla doğaya katkı sunmayı önemsiyoruz. Fabrikalarımız sıfır atık anlayışıyla üretim yaparken Ar-Ge merkezimizle bu organik atıkların yem dışında gübre ve ambalaj gibi alanlarda kullanılmasına yönelik geri dönüşüm çalışmaları gerçekleştiriyoruz.
Gıdaya erişimin, gıdanın sürdürülebilirliğindeki rolünün bilincinde olarak özellikle sağlık sebebiyle dezavantajlı konumda olan bireylere yönelik ürünler geliştirmeye de gayret ediyoruz. Çölyak hastalığı gibi özel beslenme ihtiyaçlarına yönelik ürünler geliştirdiğimiz Ar-Ge merkezimizde ilklere imza attık. Glüten intoleransı olan tüketicilere yönelik Türkiye’nin ilk glütensiz ununu üreterek önemli bir kurumsal sosyal sorumluluğu yerine getirmiş olduk. Sinangil çatısı altında ürettiğimiz Sinangil Gluten Yok markalı ürünlerimizle de hem glütensiz beslenmeyi tercih edenlere hem de çölyak hastalarına hitap ediyoruz. 2022 yılında toplamda 7 Ar-Ge projesi tamamladık. Bu yıl ise özgün 3 yeni proje daha yürütmeye başladık ve yılın ikinci yarısında sayıyı daha da artırmayı hedefliyoruz.
YATIRIM AJANDASI
YENİLENEBİLİR ENERJİ Çatısı altında yer aldığımız Eksim Holding, yüzde 100 yenilebilir enerji üretimi yapan santrallere sahip. Bu vizyonu biz de sahipleniyor ve GES, RES gibi yenilenebilir enerji yatırımları gerçekleştiriyoruz. Bu doğrultuda, Tekirdağ ve Konya’daki un üretim tesislerimizin elektrik ihtiyacının karşılanmasına yönelik 28 MW’lık yenilenebilir enerji santrali kurma çalışmalarına başladık.
KAPASİTE ARTIŞI Konya fabrikamıza 12 adet 90 tonluk un silosu yatırımı için anlaşmalar imzalayarak un depolama kapasitemizi artırıyoruz. Bununla beraber, Babaeski Lisanslı Depoculuk A.Ş.’yi satın alarak bu konuda önemli bir adım daha attık. Gıdada sürdürülebilirliğe katkı sunan bu yatırımın kalite anlayışımızı da destekleyeceğine inanıyorum
LİSANSLI DEPOCULUK Lisanslı depoculuk; depolama operasyonlarının hem çağdaş hem tam anlamıyla hukuki bir zeminde yapılmasını sağlıyor. Başta yüksek kalite, kontrol ve güvenlik protokolleri olmak üzere, malzemelerin sigortalanması, gelişmiş teknolojilerin entegrasyonuyla depo optimizasyonu, ihtiyaca yönelik özelleştirilmiş depolama çözümleri ve daha etkin envanter yönetimi gibi avantajlar lisanslı depoculukla birlikte çok daha efektif gerçekleşiyor.
EREN ÇAMURDAN I BOYNER BÜYÜK MAĞAZACILIK CEO’SU
“DÖNÜŞÜM ONLINE İLE DEVAM EDİYOR”
“Dijital dönüşümün her geçen gün ivmesini artırarak hızlandığı bu dönemde fiziksel ve dijitalin iç içe geçtiği omni kanal stratejimizle deneyimi odağımıza alarak müşterilerimizin hayatına dokunuyoruz. Dönüşüme online ile devam ediyoruz.”
Mağazacılık dönüşüm yolculuğumuzun son adımı Boyner Online oldu. Pazaryeri özelliğiyle yenilenen Boyner Online her biri kendi alanının önde gelen markalarının en özel seçkileriyle rafine ve ayrıcalıklı bir alışveriş deneyimi sunuyor. Yeni Boyner Online’da yapay zeka destekli “akıllı ürün sıralama”, “akıllı yorum özetleri”, “ürün içerik oluşturucu” gibi uygulamalarımız kullanıcı dostu özellikler olarak öne çıkıyor. Yeni Boyner Online ile hazır giyim, moda ve yaşam tarzı alanında Türkiye’nin en sevilen alışveriş destinasyonu olma yolunda adımlarımıza devam edeceğiz.
“DENEYİM ODAĞIMIZDA”
Dijital dönüşümün her geçen gün ivmesini artırarak hızlandığı bu dönemde fiziksel ve dijitalin iç içe geçtiği omni kanal stratejimizle deneyimi odağımıza alarak müşterilerimizin hayatına dokunuyoruz. Bu vizyonla yeni adımlar attığımız dönüşüm ve büyüme yolculuğumuzun en önemli mihenk taşlarından biri online kanallarımız. Yenilenen yüzü, deneyimi, ürün ve marka karmasıyla moda ve yaşam tarzının yeni destinasyonu olarak konumlandırdığımız yeni Boyner Online’ı geçtiğimiz yıl müşterilerimizle buluşturduk. Ziyaretçilerimiz yeni Boyner Online’da yüzde 35 daha fazla vakit geçiriyor. Boyner Online satışlarımızın toplam satış kanallarımız içindeki payı yüzde 27’ye ulaştı. 2024 sonunda yüzde 30’u aşacağını öngörüyoruz. Bu oran, omni perakendecilikte Türkiye’de ve dünyada gördüğümüz oranların çok üstünde. Boyner Online pazaryeri özelliğiyle hazır giyim, moda ve yaşam tarzı alanında fark yaratan önemli bir oyuncu olarak sektörde yerini aldı.
“TÜRKİYE’NİN EN SEVİLEN ALIŞVERİŞ DESTİNASYONU OLACAĞIZ”
ÖZEL SEÇKİ Ziyaretçilerimize 27 yeni kategoride, 130’un üstünde yeni ürün yelpazesi ve 1.200’den fazla markayla Boyner filtresinden geçmiş çok özel bir seçki ve alışveriş deneyimi sunuyoruz.
FARK YARATANLAR Türkiye’nin 43 ilindeki 123 mağazamız, 90 dakikada teslimat, siparişte ödeme zorunluluğunu ortadan kaldıran ve teslimatta deneme yapma imkanı sunan Boyner Now ve tüm Türkiye’ye ulaşan Boyner Online ile hazır giyim, moda ve yaşam tarzı alanında Türkiye’nin en sevilen alışveriş destinasyonu olma yolunda adımlarımıza devam edeceğiz.”
SERDAR PUNTAR I JOTUN TÜRKİYE GENEL MÜDÜRÜ
“POZİTİF ETKİ YARATMAYA ODAKLANDIK”
“İnsana yatırım olmazsa olmazım. Değerlerimiz arasında yer alan çevreye ve insana saygı en önemli sürdürülebilirlik hedeflerini yerine getirmemizi sağlıyor. Bir kimya şirketi olarak çevreyi korumaya özen göstermemizi sağlayan ürünler geliştirmek en büyük amacımız.”
Yönetim felsefemin odağında adalet duygusu yer alıyor. İnsanları olabildiğince dinlemek, onlara adil davranmak, paylaşımcı olmak benim için her zaman çok önemli oldu. Ekip çok önemli. Ekibiniz ne kadar kuvvetliyse siz de o kadar kuvvetli ve başarılısınız. Jotun’da 30. yılımı kutluyorum bu yıl. En büyük başarım olarak da şirketimizin bu günlere gelmesindeki payımdan bahsedebilirim.
İNSANA YATIRIM
İnsana yatırım olmazsa olmazım. Değerlerimiz arasında yer alan çevreye ve insana saygı en önemli sürdürülebilirlik hedeflerini yerine getirmemizi sağlıyor. Bir kimya şirketi olarak çevreyi korumaya özen göstermemizi sağlayan ürünler geliştirmek en büyük amacımız. Jotun içinde HSEQ çalışmalarına çok dikkat ediyoruz. Hatta çok yakın zamanda Jotun Türkiye olarak Grup HSEQ denetimini başarıyla tamamladık ve yeşil skor aldık. Çevre, insan sağlığı ve sürdürülebilirlik konuları hem yönetimde hem fabrikamızda bizim için en önemli konular.
Çalıştığımız çevreye maksimum katkı sağlamayı önemsiyoruz. Bunu sağlamanın en etkin yollarından biri de kurumsal sosyal sorumluluk projeleri. İhtiyacı olan okullara düzenli olarak boya yardımları yapıyoruz. Genç neslin yetişeceği okullara bir nebze olsun katkımızın olması bizi çok mutlu ediyor. Buna ek olarak kültür sanat alanında da faaliyetlerimiz var. Çeşitli galeri sponsorluklarıyla sanatçıları destekliyoruz.
“GÜNCEL KALMAK ÖNEMLİ”
Kendimi sürekli güncel ve gelişen iş dünyası dinamikleriyle uyumlu tutmaya büyük önem veriyorum. Bu, bir yandan sektördeki yenilikleri takip etmek diğer yandan geniş bir bakış açısı geliştirmek için farklı alanlarda bilgi edinmek anlamına geliyor. İş dünyasındaki trendleri, sektörel raporları ve pazar analizlerini inceliyorum. Gündemi düzenli olarak farklı kaynaklardan takip ediyorum. Güncel haberleri ve bilhassa ekonomiyi yakından izliyorum. Gençlerle etkileşim halinde olmayı önemsiyorum. İyi lider olmak gerekli ama yeterli değil. Bunu net bir strateji geliştirmek, bu stratejinin organizasyonun her seviyesinde benimsenmesi, finansal disiplin, şirketin tüm paydaşlarına değer veren şeffaf ve etik kurumsal bir yapıyla desteklemek gerekir.
NASIL BİR KÜLTÜR?
ÇALIŞANIN MUTLU OLDUĞU Çalışanın mutlu olduğu, üreterek ülkesine katma değer sağlayan bir yapı hedefim. Çalışan memnuniyeti bu yapının merkezinde, çünkü sürdürülebilir başarı, ancak işine bağlı bir ekiple mümkün. Bunun için herkesin gelişimine katkıda bulunabileceği ve kendini değerli hissedeceği bir kültür yaratmayı önemsiyorum.
SÜRDÜRÜLEBİLİR Bu anlayışla birlikte, sürdürülebilirlik de büyük önem taşıyor. Uzun vadede çevreye duyarlı, kaynakları etkin kullanan, topluma fayda sağlayan ve etik değerlere bağlı bir iş modeline sahip olmaya devam etmemiz gerektiğine inanıyorum. Jotun’un global stratejisi de bu yönde. Bu nedenle, iş süreçlerimizi çevresel ve sosyal sürdürülebilirlik ilkeleri doğrultusunda sürekli olarak iyileştiriyor, enerji verimliliği ve atık azaltımı gibi alanlarda yenilikçi çözümler geliştiriyoruz.
UZUN VADELİ İyi bir şirketin hem çalışanları hem çevresi için uzun vadeli, pozitif bir etki yaratarak büyümesi gerektiğine inanıyorum. Global politikalarımız var ve bunları burada uygulamakla yükümlüyüz. Bu politikalar tüm operasyonel alanları kapsıyor. Biz burada bazı lokal gereklilikler üzerinden düzenlemeler yapıyoruz.
MEHMET ABBASOĞLU I PETROL OFİSİ GRUBU CEO’SU
“MUTLU BİR EKOSİSTEMİN KIYMETİNİ BİLİYORUM”
“Çeşitliliğin, özgünlüğün ve kapsayıcılığın hakim olduğu, ortak bir hedef doğrultusunda da bu zenginliğin üretime ve performansa yansıtıldığı mutlu bir ekosistemin çok kıymetli olduğuna inanıyorum. Yaptığı işe, kendine ve ekibine saygı duyan profesyonellerle bir arada olmak büyük zenginlik.”
İtibar ve takımdaşlık birbirinden ayrılamayacak iki kavram. Pozisyonu, statüsü ne olursa olsun, ekibiniz kadar itibarlısınız. Ortak aklın yarattığı gelişimin, karşılıklı güvenin ve birlikten doğan gücün önünde hiçbir şey duramaz. Çeşitliliğin, özgünlüğün ve kapsayıcılığın hakim olduğu, ortak bir hedef doğrultusunda da bu zenginliğin üretime ve performansa yansıtıldığı mutlu bir ekosistemin çok kıymetli olduğuna inanıyorum. Yaptığı işe, kendine ve ekibine saygı duyan profesyonellerle bir arada olmak büyük zenginlik. Kendi adıma ekip arkadaşlarımla birlikte Türkiye’nin ekonomik ve sosyal refahına katkı sağlayan, ülkemizin milli ve yerli üretimdeki gücünü uluslararası arenaya taşınmasını destekleyen tüm proje ve girişimlerimizle gurur duyuyorum. Kısa süre önce Rekabet Kurumu tarafından onaylanan ve kapanış işlemleri üzerine çalıştığımız; sektörümüzde yepyeni bir sayfa açacağına inandığım BP Türkiye satın alması da bu örneklerin en güncel halkası.
“BÜTÜNSEL YAKLAŞIM ŞART”
Biz her ne kadar son yıllarda genellikle çevresel boyutuyla ele alıyor olsak da bildiğiniz gibi sürdürülebilirlik çok daha geniş hinterlandı olan bir kavram. İrili ufaklı her şirketin, iç ve dış paydaşlarının ihtiyaçlarını karşılarken sosyal adalet, eşitlik ve temel hakların geçerliliği üzerine çalışmasını öngören bir lisan aslında sürdürülebilirlik. Ve bu lisanı iyi konuşabilmek her dilde olduğu gibi o dilde düşünebilmekle başlıyor. Bu da bence ancak bütünsel bir yaklaşımla mümkün. Örnek vermem gerekirse; Petrol Ofisi Grubu akaryakıt ve madeni yağlar sektöründe bir ilke imza atarak İş’te Eşit Kadın sertifikasına layık görüldü. Bu ödülü yetkinlik bazlı eşit ücret politikasından, fiziksel çalışan deneyimi tasarımına kadar fırsat ve hak eşitliğine dayanan kültürümüzü derinleştirmek üzere attığımız adımların bir sonucu olarak aldık.
SOSYAL YATIRIM ANLAYIŞI
Yine aynı şekilde tüm yatırımlarımızı çevresel, sosyal ve yönetişim odaklı faktörleri gözeterek aldığımız sosyal yatırım anlayışıyla geliştiriyoruz. Sektörde enerji geçişinin referans ismi olmak için çalışmalarımızı hızlandırdık. Direkt ve dolaylı emisyonlarımızı azaltmaya odaklandık. Ticari ilişkiler ekseninde konvansiyonel, geçişsel ve sürdürülebilir enerji ürünleri olmak üzere üç ana kulvarda ilerleyen faaliyetler dağılımında ibreyi geçişsel ve sürdürülebilir enerjiye çevirdik. Geçişsel ürünlerde LPG, LNG ve biodizel; sürdürülebilir ürünlerdeyse hidrojen, güneş, elektrik ve sürdürülebilir havacılık yakıtı satış ve üretimini artırıyoruz. Çalışmalarımızı sürdürülebilirlik anlayışını tek bir kanalıyla değil tüm katmanlarıyla organizasyonumuzun bütün kılcallarına yaymaya yönelik tasarlıyoruz.
“İŞİMİZİN TA KENDİSİ OLMALI”
“KURUMSAL SOSYAL SORUMLULUK” Bence kurumsal sorumluluk işinizin ta kendisi olmalı. Archie Carroll’ın 70’lerin sonunda ele aldığı Carroll Piramidi’nin günümüzde de geçerliliğini koruduğuna inanıyorum. Piramidin dört unsuru çok net. İlki ekonomik sorumluluklarınız; kârlı olmak ve refaha katkı sağlamak. İkincisi hukuki sorumluluklarınız yani kanunlar çerçevesinde hareket etmek. Diğeri etik sorumluluklar; doğru olanı yapmak, zarar vermemek ve son olarak da filantropik sorumluluklar; yani kurumsal vatandaşlık.
İŞİN KALBİNDE Bu dört öge gerçek bir bütünlük içinde olmalı. Son yıllarda işin çokça filantropik kısmına odaklanılıyor ama bence filantropi de ancak diğer üç ayaktaki gücünüz ve samimiyetiniz ölçüsünde fayda sağlayabilir. Dolayısıyla hayata geçirdiğimiz her yatırımda, aldığımız her kararda kurumsal sorumluğu bir yan element olarak değil aksine işimizin kalbi olarak konumluyorum.
TOLGA GÜRKAN I ALLIANZ TÜRKİYE CEO’SU
“HEDEFİMİZ SÜRDÜRÜLEBİLİR DEĞER YARATMA”
“Olmazsa olmazım, uzun vadeli düşünmek ve kararları yalnızca bugünü değil, yarını da düşünerek almak. Sürdürülebilirlik de bu anlayışın tam merkezinde yer alıyor. Çünkü sürdürülebilirliğin şirket yönetiminde sahiplenilmesinin, sürdürülebilirlik taahhütlerinin yerine getirilmesinde başarının anahtarı olduğuna inanıyorum.”
Allianz Türkiye’de ortak hedeflere aynı inanç ve tutkuyla yürüyen büyük bir takımız. Tüm iş süreçlerinde ekibimin fikir, görüş ve önerilerini şeffaflıkla paylaşabildiği bir çalışma kültürünün, performansı ve verimi artırdığına da inanıyorum. Cumhuriyetimizle yaşıt olan Allianz Türkiye’nin asırlık tarihi ve müşterileriyle ve toplumla kurduğu güven bağı, itibarımızın en önemli kaynağı. Biz de bu itibardan güç alıyoruz. Allianz Türkiye’nin ülkenin dört bir yanındaki müşterisine hizmet veren, sektöre müşteri deneyimi, çeviklik, dijitalleşme, çalışan bağlılığı, sürdürülebilirlik, kurumsal sorumluluk ve inovasyon alanlarında liderlik eden bir şirket olarak konumunu her geçen yıl güçlendirmesi, bizim için gurur kaynağı. Bunun yanında, sürdürülebilir değer yaratma ve içinde bulunduğumuz ekosistemin dönüşümüne katkı sağlama hedefiyle, toplumun iyiliği ve ülkemizin geleceği için yürüttüğümüz sürdürülebilirlik ve sosyal sorumluluk çalışmalarının başarılı sonuçlarından da mutluluk duyuyorum.
“SÜRDÜRÜLEBİLİRLİK MERKEZİMİZDE”
Olmazsa olmazım, uzun vadeli düşünmek ve kararları yalnızca bugünü değil, yarını da düşünerek almak. Sürdürülebilirlik de bu anlayışın tam merkezinde yer alıyor. Çünkü sürdürülebilirliğin şirket yönetiminde sahiplenilmesinin, sürdürülebilirlik taahhütlerinin yerine getirilmesinde başarının anahtarı olduğuna inanıyorum. Yönetimin sürdürülebilirliği merkeze alması halinde şirketin hem ekonomik hem çevresel hem de sosyal açılardan uzun vadeli sürdürülebilir bir büyüme rotasına girdiğine inanıyorum. Özellikle AB Yeşil Mutabakatı, Sınırda Karbon Düzenleme Mekanizması, beklenen İklim Kanunu gibi düzenlemelerle, şirketlerin olası riskleri değerlendirme ve uyum sürecini hızlandırması gereken bir dönemdeyiz. Yöneticilerin sürdürülebilirliği benimsemesi bu risklerin erken tespit edilmesini ve bunlara yönelik stratejik adımlar atılmasını sağlıyor. Allianz Türkiye olarak biz de sürdürülebilirlik stratejimizi tüm süreçlerimize entegre etmek için sürdürülebilirlik yönetim yapımızı sürekli gözden geçiriyor, tüm kademelerde sürdürülebilirlikten sorumlu görev ve sorumlulukları tanımlıyoruz.
“TOPLUM İÇİN DEĞER YARATMAYI ÖNEMSİYORUZ”
Sadece finansal başarıya odaklanmıyoruz, aynı zamanda toplum için değer yaratmayı da hedefliyoruz. Kurumsal sosyal sorumluluk çalışmalarımızı, “Allianz Seninle, İyiliğin Yanında” adını verdiğimiz sürdürülebilir değer yaratma modelimiz kapsamında yürütüyoruz. Eğitim, spor ve sanat yoluyla çocukların ve gençlerin hayatına dokunarak, geleceğe güvenle bakmalarına katkıda bulunmasını amaçladığımız pek çok program ve proje yürütüyoruz. Türkiye Korunmaya Muhtaç Çocuklar (Koruncuk) Vakfı ile birlikte yaşam ve eğitim hakkı risk altındaki kız çocukları koruncuklar için “Bir Kız Gelecek” programını yürütüyor, depremzede kızların vakıf bünyesine katılmalarını, yeni bir yurt binası inşa ederek vakfın mevcut kapasitesinin artmasını hedefliyoruz. Ayrıca koruncukların yaşam boyu destekçisi olma vizyonuyla onlara üniversite bursu verecek, gelişim ve istihdam imkanları yaratıyoruz. Allianz Motto Hareket ile 7-12 yaş grubu çocukların hareket ve spor yoluyla büyüme ve gelişmelerine katkı sağlamayı amaçlıyoruz.
“KÜRESEL DAYANIŞMA İÇİN DEĞER YARATIYORUZ”
ŞEFFAF VE ÇEVİK YÖNETİŞİM Allianz Türkiye’de de iş stratejimizle birlikte iş etiğini, şeffaf ve çevik yönetişimi, sürdürülebilir çözümleri, ESG entegrasyonunu ve risk yönetimini odağımıza alıyoruz. Bu öncelikli alanlarda ortaya koyduğumuz emeğin, Birleşmiş Milletler’in ‘İklim Eylemi’, ‘İnsana Yakışır İş ve Ekonomik Büyüme’, ‘Toplumsal Cinsiyet Eşitliği’, ‘Nitelikli Eğitim’ ile ‘Sağlık ve Kaliteli Yaşam’ başlıklı sürdürülebilir kalkınma amaçlarına hizmet etmesine ve küresel dayanışma için değer yaratmaya önem veriyoruz.
DEĞERLER Değerlerimizin dağıtım kanallarımız ve iş ortaklarımız nezdinde de benimsenmesine önem veriyoruz. Sürdürülebilirlik anlayışımızı, sahip olduğumuz değerleri ve ilkeleri tedarik zincirimizde de yaygınlaştırarak yarattığımız değeri sürekli olarak geliştirmeyi hedefliyoruz.
UMUT ZENAR I ÇİMSA CEO’SU
“YAPI MALZEMELERİNİN ŞAMPİYONLAR LİGİNDEYİZ”
“En büyük önceliğimiz dünyada yaşanan dönüşümü doğru okumak, zamanın ötesinde olmaya odaklanan bir şirket kültürü yaratmak. ‘Griden Yeşile’, ‘Çimentodan Yapı Malzemelerine’ ve ‘Yerelden Küresele’ olarak tanımladığımız üçlü dönüşüm stratejimiz, bu yaklaşımın bir sonucu. Son 3 yılda hayata geçirdiğimiz stratejik yatırımlarla da bu yaklaşımımızı destekledik.”
Faaliyet alanında ‘örnek’ ve ‘öncü’ olmak, sadece Türkiye’de değil tüm dünyada en iyi uygulamaların izinden gitmek Sabancı kültürünün vazgeçilmez bir parçası. Biz de bir Sabancı Topluluğu şirketi olarak bu yaklaşımı yapı malzemeleri alanında hayata geçirdiğimiz yatırım, proje ve uygulamalarla sahiplenmeye devam ediyoruz.
“KÜRESEL BİR YAPI MALZEMELERİ ŞİRKETİNE DÖNÜŞTÜK”
Çimsa olarak en büyük önceliğimiz dünyada yaşanan dönüşümü doğru okumak, zamanın ötesinde olmaya odaklanan bir şirket kültürü yaratmak. ‘Griden Yeşile’, ‘Çimentodan Yapı Malzemelerine’ ve ‘Yerelden Küresele’ olarak tanımladığımız üçlü dönüşüm stratejimiz, bu yaklaşımın bir sonucu. Son 3 yılda hayata geçirdiğimiz stratejik yatırımlarla da bu yaklaşımımızı destekledik. 2021 yılında Buñol satın almasını tamamlayarak beyaz çimentoda dünyanın sayılı üreticileri arasına girdik. Avrupa’daki bu büyüme adımımızı Amerika coğrafyasına taşımak adına, ABD’de var olan beyaz çimento tesisimize ek olarak gri çimento üretim tesisinin temellerini attık. Son olarak geçtiğimiz günlerde, İrlanda merkezli Mannok Holdings’in yüzde 94,7’lik hissesinin satın alımını tamamlayarak, Mannok’u Çimsa bünyesine kattık. Bu hamlelerle birlikte, Çimsa’nın ihracat odaklı lokal bir çimento üreticisinden, sürdürülebilirlik ve teknoloji odaklı küresel bir yapı malzemeleri şirketine dönüştüğünü görmekten büyük gurur ve mutluluk duyuyoruz. Bununla birlikte inovasyon, sürdürülebilirlik, insan kaynakları ve yetenek yönetimi alanlarında, bugüne kadar yapı malzemeleri sektöründe ‘yapılamayacağı düşünülen’ uygulamaları hayata geçirerek hem sektörümüzün önünü açıyor hem buradaki diğer oyunculara yol gösteriyoruz.
2030 HEDEFLERİ
Beyaz çimentodaki tecrübemizi 3D teknolojisiyle birleştirerek sadece 48 saat içerisinde, güneş panelleriyle kendi enerjisini üretebilen, kişiye göre özelleştirilen, uzun ömürlü evler inşa edebiliyoruz. Sürdürülebilirlik alanında, bugün Türkiye’de yüzde 12 seviyesinde olan alternatif yakıt kullanım oranımızı yüzde 30 seviyesine çıkardık. 2020’de klinker kullanım oranımız yüzde 89’ken bunu 10 puanlık düşüşle yüzde 79’a indirdik. Çimsa genelinde, yenilenebilir enerji kaynaklarından elde edilen elektrik enerjisi kullanım oranımız 2023’te yüzde 54 olarak gerçekleşti. 2030 yılında bu oranı yüzde 80’in üzerine çıkarmayı hedefliyoruz. Bununla birlikte Türkiye’de Afyon ve Eskişehir fabrikalarımızın, ihtiyaç duydukları elektriğin yüzde 100’ünün tesislere entegre şekilde üretileceği bir planlama yapıyoruz.
GELECEĞE HAZIR ORGANİZASYON
KAPSAYICI UYGULAMALAR Çimsa’yı geleceğe hazırlayan bu yatırımları yaparken, ‘geleceğe hazır organizasyon’ yaklaşımımızın vazgeçilmezi olan insan kaynakları yönetiminde de kapsayıcı uygulamaları hayata geçiriyoruz. İnsan kaynakları ve yetenek yönetimi alanında dünyanın önde gelen danışmanlık şirketlerinden Brandon Hall Group tarafından her yıl geleneksel olarak verilen HCM Excellence Awards’ta 5’i altın olmak üzere layık görüldüğümüz toplam 12 ödül, buradaki kararlılığımızın da çok önemli bir göstergesi.
KÜRESEL TEMSİLİYET Tüm bunların yanında, yönetim kurulunda yer aldığımız dünyanın en önemli yapı malzemeleri platformlarından Global Cement and Concrete Association (GCCA) çalışmalarımızla, ülkemizi, sektörümüzü, küresel ligde temsil ediyoruz. Tabir-i caizse bundan 5-6 yıl öncesine kadar Süper Lig’de şampiyonluk için mücadele ederken, bugün bir yandan küresel başarılarımızla şampiyonlar liginde zirveye oynuyoruz bir yandan UEFA’nın yönetimindeyiz. Bundan da büyük gurur duyuyoruz.