PROF. DR. ACAR BALTAŞ I PSİKOLOG - BUSINESS LIFE BAŞYAZARI
“Gevşe, stresten kaçın, bu kadar sıkı çalışma, arkana yaslan” Bu tür ifade ve tavsiyelere sağlıklı yaşam konusunda sık rastlanır. Ancak bunu doğrulayan hiçbir bilimsel kanıt yok. Tam tersine yukarıdaki tavsiyeler sağlık için ciddi tehlikeler doğurabilir. Kişinin kendisini başarılı hissettiği ilginç ve talepkar bir işi terk edip bir tatil kasabasına veya Bodrum’a yerleşmesi ve vaktini golf, briç oynayarak geçireceği bir gruba katılması, hayata beklenen rahatlığı ve ferahlığı getirmek şöyle dursun, kişiye zarar verme ihtimali daha yüksek seçimlerdir.
Bilim insanları kalabalık bir kafese kapatılan ve mücadele etmek zorunda bırakılan farelerin stres nedeniyle hastalandıklarını görmüş ve aynı durumun insanlar için de geçerli olduğunu düşünmüşler. Ancak bundan “fareler için iyi olan insanlar için de iyi olacak” anlamını çıkarmak ileri derecede hatalı. Bu sonucu çıkartan araştırmaların büyük bölümü yaş, çalışma süresi, cinsiyet gibi sınırlı sayıda değişkeni inceliyor. Oysa bu değişkenlerin ötesinde kişinin yaptığı iş konusundaki yeterliliği, iş doyumu gibi çok sayıda faktör de sağlıkla ilgili belirleyici.
FARELER VE İNSANLAR
Farelerle yapılan deneylerden insanlarla ilgili sonuç çıkarma bilim dünyasında çok yaygın. Bu sonuçların bir bölümü gerçekten insanlarla ilgili değerli ipuçları veriyor. Örneğin, öğrenmenin ödül ve cezayla ilişkisi insan ve farelerde benzerlik gösterir. Ancak insanlar ve fareler beyin fonksiyonları ve sosyal etkileşimleri açısından çok farklıdır. Yoğun iş temposunun stresi artırıp bağışıklık sistemini bastırdığı veya uzun çalışma saatlerinin kalp hastalığına neden olduğu konusunda doğrudan kanıt yoktur.1 Böyle bir ilişkiyi kurabilmek için iki sorunun cevabını vermek gerekir:
- Çok çalışan, çok sayıda engelle karşılaşan, yüksek statüye ulaşan ve talepkar iş pozisyonlarında yıllarını geçirenlerin daha çok sağlık sorunuyla karşılaştığı ve erken öldüğü doğru mu?
- Kişinin eğilimleri ve yeteneklerine uygun bir meslek hayatının olması, sağlığını ve hayat süresini nasıl etkiler?
Bu sorulara cevap verebilmek için Terman grubunun özelliklerine bakmak yerinde olabilir. Stanford Üniversitesi psikologlarından Levis Terman, ilk zeka testinin geliştiricisiydi. 1921 yılında Kaliforniya’daki okullardan hızlı öğrenen, meraklı çocukları topladı. Büyük bir araştırma ekibiyle binlerce öğrenciyi üç aşamalı testten geçirerek 1.528 öğrenci belirledi. Terman, zeki ve yetenekli çocuklardan oluşan bu araştırma grubunun gelecekteki başarıları ve mesleki hayatlarıyla yakından ve ayrıntılı bir biçimde ilgilenmişti. 1956 yılında öldüğünde, Terman’ın denekleri 45 yaşındaydı ve ekibi onlarla ilişkiyi sürdürdü. Sonrasında, genç bir halk sağlığı profesörü olan Howard Friedman ve asistanı Leslie Martin araştırma grubundakilerin ölüm sertifikalarını bularak ölüm sebeplerine ulaştı. Terman’ın özenli kayıtlarını günümüzün ölçütlerine dönüştürüp yaşayanlarla görüştüler.
BAŞARI VE ÖMÜR İLİŞKİSİ
Terman araştırma grubundaki erkeklerden 700 tanesinin verileri 50 yıl sonra incelendi. Erkeklerin yüzde 20’si çok başarılı, yüzde 20’si başarısız olarak nitelendirildi. Geriye kalanlar da orta derecede başarılı bulundu. Başarı ölçütü olarak değerlendirilen özelliklerin ikisi şu: Doktor, mühendis, kimyager gibi meslek sahibi olmak; “Kim Kimdir” (Who is Who?) almanağında yer almak. Ancak kimyager, öğretmen, mühendis gibi yüksek eğitimli ve meslek sahibi oldukları halde başarısız olarak değerlendirilenler de bulunuyor. Daha aşağı statüdekiler arasında fırıncı, postacı, kapıcı ve vatman olanlar yer aldı. Bu insanların da daha yüksek statüdeki bir mesleğe sahip olmak için gereken zeka düzeyine sahip olduklarını unutmamak gerekir. Yapılan değerlendirme sonucunda karşılaşılan tablo şu oldu:
- Mesleklerinde başarılı olanlar arasında genç yaşta ölen yok.
- Çok başarılı olanlar başarısız olanlardan ortalama 5 yıl daha uzun yaşadı.
- Orta derecede başarılı olanlar, çok başarılılardan daha kısa; başarısızlardan ise daha uzun yaşadı.2
HANGİ KİŞİLİĞE SAHİP OLANLAR UZUN YAŞAR?
Ekonomik gelir düzeyiyle yaşam süresi arasında ilişki olduğu öteden beri bilinir. Ancak Terman’ın araştırma grubunun büyük çoğunlukla üst orta ve orta gelir düzeyindeki ailelerden gelmesi sebebiyle, gelir düzeyiyle değil, başarı düzeyiyle yaşam süresi arasında ilişki bulundu. Bu noktada kişilik faktörü önem kazanıyor. Çünkü kişilikteki 5 temel özellikten biri olan “tedbirlilik” (özenli, dikkatli, sorumluluk sahibi, yaptığı işin sonuçlarını izleyen, önce düşünüp sonra hareket eden) uzun yaşam süresiyle kuvvetli bir ilişki gösteriyor. Aynı özellik mesleki başarı için de belirleyici. Ancak daha önemlisi düşük tedbirlilik ve mesleki başarısızlık arasında kuvvetli bir ilişki olması. Terman grubunda bu özellik çocukluktan başlayarak gözlenmiş. Bu nedenle düşük tedbirlilik ve düşük mesleki başarı erken ölüm açısından temel bir belirleyici olarak gözüküyor. Hırs (ambition, başarı yönelimi) mesleki başarı konusunda önemli bir gösterge. Terman araştırmasının sonuçları; hırs, sebat, yüksek motivasyon ve kendini kontrol etme becerisinin hem başarılı bir meslek hayatının hem uzun yaşamın anahtarı olduğunu ortaya koyuyor.
DAHA FAZLA SORUMLULUK AL VE UZLAŞ!
Mesleklerinde gelişme sağlayamayıp sık değişiklik yapanların, düzenli olarak mesleklerini sürdüren ve daha fazla sorumluluk alanlara kıyasla daha kısa yaşadıkları görülmüş. Daha fazla sorumluluk almak iş yükünü artırdığı halde paradoksal olarak uzun dönemli sağlığa katkı sağlamakta.3 Çevresine karşı daha az eleştiriyle yaklaşan, çatışmalardan kaçınan, esnek ve mutlaka kendi dediğini yaptırmaya çalışmayanlar (uzlaşmacı olanlar) daha sağlıklı oluyor ve uzun yaşıyor. Çok sigara ve/veya içki içmek, düzensiz bir evlilik gibi sağlıksız davranışlar, Terman grubunun mesleki açıdan başarısız olanlarında erken ölümlere neden olmuş. Ancak kişilik olarak düşük tedbirlilik ve mesleki başarısızlık; yukarıda sayılan sigara/içki, düzensiz evlilik faktörleri söz konusu olmasa da, esas risk faktörü olarak görülüyor.
SONUÇ
Değerli okurlar; 1.528 insanın 11 yaşından başlayarak ölümlerine kadar düzenli aralıklarla ve son derece ayrıntılı biçimde izlenen yaşam yolculukları, günlük hayatımızı çevreleyen sözde uzman önerilerinin ve bunlardan etkilenen insanların “mutlak doğru” olarak kabul ettikleri pek çok bilginin nasıl asılsız temellere dayandığını ortaya koyuyor. Sanılanın aksine çok çalışmak, güçlüklerle mücadele etmek sağlık için doğrudan bir risk oluşturmuyor. Buna karşılık mükemmel bir meslek edinenlerden bazıları, mesleklerinin zorlukları nedeniyle sağlıksız davranışlar geliştirdikleri için sağlıklarını riske atmışlar.
Kaynakça:
1. Friedman, H.S. : The Multiple Linkages of Personality and Disease, Brain, Behaviour and Immunity, 22. (2008)
2. Kern, M.L. ve ork. : Conocientiousness, Career Success, and Longevity: A Life opon Analysis. Annals of Behavioral Medicine, 37. (2009)
3. Pavalko, E.K. ve ork. : The study of career progression. J. of Health and Social Behaviour, 34. (1993)