Babamdan aldığım en önemli öğüt

ALARKO HOLDİNG YÖNETİM KURULU ÜYESİ LEYLA ALATON BABASI İSHAK ALATON’UN NASIL BİR PROJESİYDİ? POLİFARMA İLAÇ YÖNETİM KURULU BAŞKANI UFUK KUMRULU, BABASINDAN HANGİ ÖZELLİKLERİNİ MİRAS ALDI? ARNICA YÖNETİM KURULU BAŞKANI SENUR BİÇER, BABASINDAN SAMİMİYETLE BERABER BAŞKA NELER ÖĞRENDİ? NG HOTELS YÖNETİM KURULU BAŞKANI HEDİYE GÜRAL GÜR, BABASI NAFİ GÜRAL’I NASIL ROL MODEL ALDI? GEDİK HOLDİNG YÖNETİM KURULU BAŞKANI HÜLYA GEDİK’İN BABASINDAN DUYDUĞU EN GÜZEL CÜMLELER NELERDİ? DOĞANLAR MOBİLYA GRUBU YÖNETİM KURULU BAŞKANI İSMAİL DOĞAN, BABASINI NASIL ANIMSIYOR?

SEYFETTİN BAYRAM I s.bayram@businesslife.com.tr

Her Babalar Günü, hayatımızdaki biricik babalarımızla candan kucaklaştığımız en özel anları yaşıyoruz. Babalarımız belki de farkında olmadan, bize hayat boyu liderlik dersleri veriyor. İş dünyasının liderleri de henüz küçük bir çocukken geleceğin iş insanı olarak yetiştirmeye başladıkları çocuklarına tüm yetkinliklerini öğretiyor. Karakter, deneyim, kişilerarası ilişki gibi pek çok alanda gerçek bir deneyim aktarımı yapıyorlar. İş dünyasının yeni nesli baba nasihatleri ve dersleriyle olgunlaşıyor. İş dünyasının yeni neslinin babalarından aldıkları en önemli öğütlere ve derslere yakından bakalım.

 

UFUK KUMRULU I POLİFARMA YÖNETİM KURULU BAŞKANI

“MEMLEKETE HİZMET ARZUSUNU MİRAS BIRAKTI”

“Babamdan aldığım en önemli miras; işine duyduğu büyük tutku ve memleketimize hizmet etme arzusuydu. Her zaman dürüstlük, çalışkanlık ve azimle hareket etmenin önemini vurgulardı. İnsanları ulvi bir amaç etrafında toplamayı ve motive etmeyi çok iyi bilirdi.”

Saygıdeğer merhum babam Ecz. Necdet Nuri Kumrulu, 1975 yılında eski adı İstanbul İktisadi ve Ticari İlimler Akademisi olan Marmara Üniversitesi Eczacılık Fakültesi’nden mezun olduktan sonra doğduğu toprağa; memleketi Ordu’nun Kumru ilçesine dönerek bölgenin ilk eczanesi de olacak olan Memleket Eczanesi’ni açmış. O yıllarda hastalar tedavi ve ilaç almak için Kumru’dan Fatsa’ya gitmek zorunda kalıyordu. Hem sağlık hizmetlerine hem ilaca erişimde sıkıntılar yaşanıyordu. Çare olmak için açtığı eczanesinde, parası olmayanlara ücretsiz ilaç yardımı yapmış, ilçede doktor bulunmadığı için hastalara elinden geldiğince destek olmaya çalışırken bir dönem Kumru Belediye Başkanlığı görevini gerçekleştirmiş. İlçedeki pek çok cadde, sokak ve yolun yapılmasını, köylere su götürülmesini sağlamış, Kumru’nun ilk itfaiye binasını dahi o yaptırmış.

“POLİFARMA'YI BUGÜNKÜ KONUMUNA GETİREN ONUN VİZYONU OLDU”

Ülkede yaşanan bu sıkıntılara daha geniş açıdan bir çözüm getirebilmek için İstanbul’a gelmiş ve Polifarma’yı kurmuş. İşte onun bu kadar vizyoner olması sayesinde ülkemizde bugün yerli bir Türk markası, serum ve hastane ürünlerinin öncü oyuncularından olabiliyor. Bugün, reçeteli ürünlerde de genişleyen portföyümüzle 600'e yakın ruhsatlı ürün üretip, dünyanın dört bir yanına ihraç eden, İSO 500 listesine girmiş dev sanayi şirketlerinden biri konumundayız.

“ÇOK İYİ BİR ÖĞRETMENDİ”

Babamdan aldığım en önemli miras işine duyduğu büyük tutku ve memleketimize hizmet etme arzusunun bana da geçmesi oldu. O, her zaman dürüstlük, çalışkanlık ve azimle hareket etmenin önemini vurgulardı. İnsanları ulvi bir amaç etrafında toplamayı ve motive etmeyi çok iyi bilirdi. Çok iyi bir öğretmendi; çalışanlarına öğrenmeleri için fırsat verir, hata yaparak doğruyu bulmalarına yardımcı olurdu. Tecrübelerinden faydalanmamıza olanak tanırdı.

Bir gün eczanesinin ismini neden ‘Memleket Eczanesi’ koyduğunu sormuştum. “Oğlum; memleket önemli, gerisi teferruat” diye cevap vermişti. Onun için her zaman öncelik memlekete hizmetti. Çok güvenilir, çalışkan, idealist ve aynı zamanda oldukça mütevazı bir insandı. Bu yola “Bir hastanenin ekmeği, gazetesi” dediği serumun üretimiyle başlamıştı. Hastanenin ‘olmazsa olmazı’ serumda, Polifarma’nın hikayesini “neden pazarın hakimi yerli bir marka değil?” diye sorduğu soru başlattı. Babam sayesinde hayal kurmanın hedefe ulaşmadaki ilk basamak olduğunu yaşayarak öğrendim. Polifarma’nın ilk tohumlarını Kumru’daki küçük eczanesinde atmıştı. Eğer o hayalin peşinden gitmeseydi şu an bu noktada olamazdık. Bütün bunlar özel ve iş hayatımın her alanında bana rehber oldu ve Polifarma’yı bugünlere taşırken en büyük ilham kaynağımız haline geldi. Her şeyden önemlisi de bize sistemi iyi oturtulmuş bir şirket bıraktı. Bu sayede Polifarma karşılaştığı engelleri aşarak büyümeye devam ediyor.

“POLİFARMA'NIN BAŞARI HİKAYESİNİ BELGESEL BİR FİLM HALİNE GETİRDİK”

Babam bize hedefine doğru koşarken ekip olmanın, kendine ve ekibine güvenmenin önemini gösterdi. Liderlik yolunda rakiplerimiz her zaman çok güçlüydü ama inancımızla başarabileceğimizi hem bize hem tüm dünyaya kanıtladı. Bütün bunları yaparken de ailesini ihmal etmedi, her zaman bize vakit ayırdı. O asla yorgun olduğunu söylemezdi. Şirketin sadece yönetimiyle değil her sorunuyla kendisi ilgilenirdi. Ben de küçük, 
büyük demeden her iş hakkında bilgi sahibi olmanın önemini ondan öğrendim. Bu öğrenimlerimizi nesilden nesle aktarılacak ve yalnızca sağlığa emeği geçen vatandaşlarımız için değil aynı zamanda bu topraklarda yaşasın, yaşamasın hayattaki amacını faydalı olmaya adamış herkesin feyz alacağı bir değer bırakmış olmak için belgesel filme dönüştürdük. Filmi, tüm çalışanlarımızla paylaşmamızın ardından aldığımız geri dönüşler duygu dolu oldu. Bu hikayeyi sosyal medya hesaplarımızdan da yayınladıktan sonra karşılaştığımız beğeniler, yorumlar doğru bir iş yaptığımızı ortaya koyuyor.

“BABALARA TAVSİYEM ÇOCUKLARIYLA DAHA FAZLA ZAMAN GEÇİRSİNLER, ONLARA GÜVENSİNLER”

FİKİRLERE DEĞER VERMEK İki çocuğuma da her zaman, önce ahlaklı ve dürüst olmayı öğrettim. Onlarla vakit geçirmek, paylaşımda bulunmak benim için çok önemli. Babam her zaman benim fikirlerimi alır, değer verirdi. Bu anlayıştaki bir baba olarak ben de çocuklarıma fikirlerini sorar, onlara sorumluluk veririm çünkü onlara güvenirim. Buradan onları çok sevdiğimi ve güvendiğimi söylemek istiyorum.

TECRÜBENİN DEĞERİ Ben babamla daha çok iş hayatında tanıştım. Onunla geçirdiğimiz özel anlar vardı tabii ki ancak kendisi çok fazla iş odaklı bir insandı. Özellikle 2000’li yıllarda, işlerin istediğimiz gibi gitmediği zamanlarda fikir ayrılıkları da yaşadık. Kendisi her zaman ‘‘Tecrübelerimden faydalanın’’ derdi. Sıkılmadan, usanmadan anlatırdı.

“KAYBETTİKTEN SONRA DAHA İYİ ANLADIM” 16 Ocak 2009 yılında kendisini kaybettik. Onu kaybettikten sonra onu daha iyi anlama fırsatım oldu. Keşke beraber daha fazla zaman geçirseydik. Bütün babalara tavsiyem çocuklarıyla daha fazla zaman geçirsinler, onlara güvensinler. Tüm babaların ve baba adaylarının babalar gününü kutlarım.

 

LEYLA ALATON I ALARKO HOLDİNG YÖNETİM KURULU ÜYESİ

“BABAMIN ‘İDEAL İNSAN’ PROJESİYDİM”

Babam, vizyonumu genişleten iyi bir mentordu. Rol modelinizin bu kadar iyi olması, sizin de kendinizden çok şey beklemenize neden oluyor. İnsanın kendinden memnun ve mutlu olması önemli. Ben de mükemmelliyetçiyim, kendime karşı acımasızım. Yakınımdakilerden de aynı mükemmelliyetçiliği bekliyorum.

İş hayatı zorlu bir yolculuk. Liderin çocuğu olarak bu yolculuğa çıkmak çok daha zor. Pek çok kişinin anlayamayacağı ve özdeşleşemeyeceği güçlükleri var. Aile şirketinde değil, başka şirketlerde çalışarak hayata atılmak, çocuğa çok daha yararlı deneyimler kazandırır. İshak Alaton’un kızı olmanın büyük avantajları kadar bazı dezavantajları da vardı. Çünkü o, çıtası yüksek bir insandı, benden beklentileri yüksekti. O nedenle hep sekizinci viteste olmalısınız.

“ONA ÇOK BENZİYORUM”

Birlikte çalıştığımız ve benden beklentilerini bildiğim için her an tetikte olmalıydım. Hata yapmamam gerekiyordu. “Sürekli daha iyi olayım” diye kendimi geliştirmem beklendi. Ben aslında babamın “ideal insan” projesiydim. Şimdi baktığımda ona ne kadar da çok benzediğimi görüyorum. Babam gibi biriyle olmak elbette karakterime çok olumlu kazanımlar sağladı. Bunların en önde geleni, ismimin saygın ve güvenilir olması ve sözümün arkasında durmaya çok önem vermem...

 

SENUR AKIN BİÇER I ARNİCA YÖNETİM KURULU BAŞKANI

“SAMİMİ, ÖZGÜN VE EŞİTLİKÇİ YAKLAŞIMI BABAMDAN ÖĞRENDİM”

“Babamdan özel ve iş hayatında, samimi ve özgün olmayı, hayallerin peşinden koşmayı, insan ayırmamayı öğrendim.”

Merhum babam, hayatı dolu dolu yaşayan bir insandı. İşi, özel ve sosyal hayatı birbirinden ayırmazdı. Bir bakarsınız sizinle sohbet ederken aklına bir şey gelmiş, onun peşine düşmüş. Babamdan özel ve iş hayatında, samimi ve özgün olmayı, hayallerinin peşinden koşmayı, insan ayırmamayı öğrendim.

“KADIN-ERKEK AYRIMI YAPMAZDI”

Babam çalışanları arasında da kadın-erkek ayrımı yapmayan bir insandı. Bizi yetiştirirken de “Sen kızsın, bu işi yapamazsın” hiç demedi. Tam tersine “O yapamaz” diyenlere, “Neden yapamayacakmış?” diye sorardı. Ben de olaylara hep “Niye yapmamayım?” diye baktım. Hayatındaki her türlü soruna, çözülecek bir matematik problemi gibi yaklaşırdı ve çözümü de bulurdu. Mühendislik eğitimim yok ama mühendis bakış açısını babamdan öğrendim. Sorunu tanımla, çözümü bul ve uygula! Sadece sorunlarda değil, hayatın güzelliklerini, iyiliklerini fark etmede de bu yöntemi kullanırım. Çünkü babamdan bakmayı değil, görmeyi öğrendim.

ÖZGÜRLÜK ÖĞÜDÜ

KULAĞIMDA KÜPE Babam çok fazla öğüt veren bir insan değildi. Ama henüz 12 yaşlarımdayken söylediği bir söz, hep kulağımda küpe. Dünyaca ünlü bir şirketin ürünlerindeki temel sorunu bulmuştu ve şirket çok büyük bir teklifle “Gel! ABD’de bizimle çalış” demişti. O akşam gelip “Babana böyle şahane bir teklifte bulundular” diye anlatmıştı heyecanla.

“HAYALLERİNİN PEŞİNDEN GİT” Ben ne yapacağını sordum, kabul etmeyeceğini söyledi. “Neden?” dedim. “Çünkü o zaman özgürlüğümü kaybederim” diyerek “sen hep hayallerinin peşinden git ve özgürlüğünü sakın kaybetme!” öğüdünü verdi. Bu söz, her yeni işe başlarken, kimi zorlu kararları verirken ya da seçim yaparken içimden geçer. “Hayallerimin peşinden gidiyor muyum?” diye bakarım.

 

İSMAİL DOĞAN I DOĞANLAR MOBİLYA GRUBU YÖNETİM KURULU BAŞKANI

“HAKKANİYETLİ, ÇALIŞKAN VE ÖNGÖRÜLÜYDÜ”

“Babam Hacı Ali Doğan, evde ve iş hayatında çok çalışkan, öngörülü ve hakkaniyetli bir insandı. Ben ve kardeşlerim kendisinden çok şey öğrendik. Bu, bize bıraktığı en büyük miras oldu. Her zaman devletimize, milletimize bağlı, dürüst ve merhametli insanlar olmayı öğütlerdi.”

1970’li yıllarda temeli atılan Doğanlar Mobilya Grubu olarak günümüzde Doğtaş, Kelebek, Kelebek Mutfak-Banyo, Lova Yatak, Ruumstore ve BİGA Home olmak üzere 6 markayla yüzde 50,12’si halka açık bir şirketiz. Bugün yurt içi ve yurt dışında toplam 45 ülkede 742 satış noktamızla yer alıyoruz. İSO 500, Capital500, Fortune 500 şirketler listeleri içindeyiz. Sürdürülebilir büyümeyi sağlayacak sağlam bir alt yapımız var.

“YOL HARİTAMIZI BELİRLEDİK”

Değişen dünyanın bizi nereye götürdüğünü iyi analiz ediyoruz. Yatırım alanında dijital kanala çok önem veriyoruz. İşlerimizi hızlandırmak, otomatize etmek, birbiriyle bağlantılı hale getirmek ve pazar değişkenlerine kolay uyum sağlamak için çalışıyoruz. Satın almadan üretime, lojistikten mağaza satış operasyonlarına kadar tüm süreçleri uçtan uca izlenebilir, sürdürülebilir bir altyapıya kavuşturacak SAP Cloud ve Google çözümleri ile donatılmış 60 milyon TL’lik projelerimizi hayata geçirdik. Müşteriyi odağımıza alıyoruz. Talep tahmini, tam zamanında teslimat, iletişim otomasyonu süreçlerini kapsayan ve müşteriyi en fazla mutlu edecek yol haritamızı belirledik. Yatırım tutarı yaklaşık 5-6 milyon TL olan sistemin çalışmalarını başlattık.

“KÂR VE MÜŞTERİ ODAKLIYIZ”

Kârlılık odaklı büyüme stratejimiz var. Son 5 yıl birleşik büyüme oranımız yüzde 60-65 bandında. Yıllar itibarıyla EBITDA rakamımızı büyüterek devam ediyoruz. Brüt karlılığı koruyarak ve geliştirerek destekliyoruz. Güçlü finansman yapımız var. Yıllar itibarıyla net finansal borç/FAVÖK ya da EBITDA 6 çarpanlardan 1 çarpanlara indi. Bu da finansal yapımızın daha da güçlendiğini göstermekte. Amacımız şirketimizi bir adım öteye geçirmek ve ciro kazandırmak. Bunu da kurumsal satış departmanımızın alacağı Yurtiçi ve yurtdışındaki projeli işler ile gerçekleştiriyoruz. Türkiye’nin stratejik konumlarında bulunan 6 lojistik merkezimiz ile toplam 122.000 (İnegöl 43.000 m2, Kayseri 15.000 m2, İzmir 3.000 m2, Ankara 3.000 m2, İstanbul Anadolu 4.000 m2, İstanbul Avrupa 4.000 m2, Biga 30.000 m2, Düzce 20.000 m2) metrekarelik alanda Türkiye’nin her bir yanına hızlı dağıtım sağlıyoruz. Doğanlar Mobilya Grubu olarak 2023 yılında TMS-29 enflasyon muhasebesi uygulanmış rakamlar dahil 8,8 milyar TL hasılat rakamına ulaşarak, önceki yıla göre yüzde 17,4’lük bir satış büyümesi yakaladık. 2024 yılındaysa konsolide satış gelir hedefimiz 11,2 milyar TL.

“DÜRÜSTLÜĞÜ VE MERHAMETİ ÖĞRETTİ”

Babam Hacı Ali Doğan, evde ve iş hayatında çok çalışkan, öngörülü ve hakkaniyetli bir insandı. Ben ve kardeşlerim kendisinden çok şey öğrendik. Bu, bize bıraktığı en büyük miras oldu. Her zaman devletimize, milletimize bağlı, dürüst ve merhametli insanlar olmayı öğütlerdi.

“ÇOK ÇALIŞMAK HAYAT DÜSTURUMUZ”

“İYİ OKURDU” Öncelikle çok çalışmak hayat düsturumuz oldu diyebilirim. Babam, iş hayatında yakın ve orta vadeyi iyi okurdu. Birden farklı alanda işler yapmayı severdi. Ben ve kardeşlerim ondan öğrendiklerimizle yakın ve uzak gelecek için hep stratejiler kurgulayarak şirketimizi büyüttük, farklı sektöre yatırımlar yaptık.

“ÇOCUKLARIMA KATARACAĞIM” Hem aile büyüğümüz hem patronumuz olarak ondan öğrendiklerimizin üzerine koyarak bugünlere ulaştık. Her zaman farklı fikirlere açık, adil, bütünleştirici ve doğru yön veren bir lider olmak için çalıştım, çalışmaya devam ediyorum. Babamdan aldığım manevi mirası aynı şekilde çocuklarıma aktarabilmeyi istiyorum.

 

HEDİYE GÜRAL GÜR I NG HOTELS YÖNETİM KURULU BAŞKANI

“EN ÖNEMLİ ROL MODELİM BABAM”

“Sakinliğim, olaylar karşısında çabuk yıkılmamam babamdan aldığım en önemli özelliklerim. Yine babamdan aldığım acele karar vermemek ve müzakere etmek iş hayatında hata riskini azaltıyor.”

Sevgili Babam Nafi Güral hayatımın en önemli rol modeli. Tüm kızlar ve babaları gibi bizim de aramızda çok özel bir baba-kız ilişkisi var. Babayla birlikte çalışmak da ayrı bir tecrübe tabii ki. Bu nedenle babam bana iş hayatında ayrı, özel hayatta ayrı model olmuştur. Bir de babamın sadece bize değil arkadaşlarımıza da etkisi olduğunu düşünürüm. Babamdan ilham alan, onun öğütlerine başvuran pek çok arkadaşımız ve aile dostumuz var.

“AMAN EVLATLARIM DİKKATLİ OLUN”

En önemli öğüdü aile kavramı üzerinedir. Her zaman aile birliğimizin kıymetini bilmemizi ve korumamızı ister. Aile bireylerinin birbirine olan sevgi ve saygısını çok önemser. Aynı şekilde aile itibarı da çok önemlidir babam için. Bu sebeple çocuklarımızı da bu şekilde yetiştirmemiz, bu değerleri aşılamamız önemlidir. Mütevazı olmak da babam için çok önemli olan ve bize öğrettiği değerlerdendir. “Hayatta üç şeyi hazmetmek zordur: Makam, şöhret ve para. Bu üçü de adamı yoldan çıkarabilir. Aman evlatlarım dikkatli olun” der hep.

“ACELEYLE KARARA KARŞI”

MÜZAKERE Babam, müzakerenin önemine inanır ve bize de her zaman bu yönde telkinde bulunur. Bir konu üzerinde yeterince düşünmeden, istişare etmeden karar alınmasını istemez. Aceleyle alınan kararların zarar verme ihtimalini hiçbir zaman göz ardı etmez.

“RİSKİ AZALTIYOR” Özellikle acele karar vermemek ve müzakere etmek iş hayatında da hata riskini azaltıyor. Aynı şekilde bir konu hakkında konunun uzmanlarıyla bir araya gelip işi bilenden dinlemek de yine babamdan aldığım bir nasihattir. Sanırım sakinliğim, olaylar karşısında çabuk yıkılmamam da babamdan aldığım en önemli özelliklerim.

BUSINESS LIFE