Finansta Geleceğe Hazırlık

Yılın son 60 gününe girerken kurumlar, bir yandan geride kalan dönemin performansını değerlendiriyor, diğer yandan gelecek yılın yol haritasını oluşturuyor. Geçmişin verileriyle geleceğin hedefleri arasında denge kurulan bu dönem, stratejik kararların ve yeni vizyonların şekillendiği bir zaman dilimi. Bütçeler planlanmaya başladı bile. Aksa Doğalgaz Yönetim Kurulu Başkanı Yaşar Arslan, küresel büyüme peşinde. İş Portföy Genel Müdürü Burak Sezercan, “25 yılda 25 milyar doları aştık” diyor. QNB Sigorta Genel Müdürü Pınar Kuriş, sigortada yeni bir çağ başlattıklarını söylüyor. TSKB Genel Müdürü Ozan Uyar, başarıya değer yaratan projelerle ulaştıklarını ifade ediyor. Alternatif Bank Kurumsal ve Ticari Bankacılıktan Sorumlu Genel Müdür Yardımcısı Didem Şahin, “Türkiye’nin ticaret döngüsünün yüzde 80’ine dokunuyoruz” diyor. QNB Türkiye Genel Müdürü Ömür Tan, finansal istikrarı koruyacaklarını, Garanti BBVA Genel Müdürü Mahmut Akten ise uzun vadeli değer yaratacaklarını söylüyor.

ALİ ÇİÇEKLİ I a.cicekli@businesslife.com.tr

Yıl sonuna yaklaşıyoruz. Her takvim kapanışı, yeni bir dönemin hesaplaşmasını da beraberinde getiriyor. Finans liderleri için bu dönem, yalnızca bilanço değil stratejinin de en yoğun sınavı. Bütçe masalarında rakamlar kadar öngörü, planlar kadar sezgi konuşulur.

Finans liderleri için her yeni yıl, belirsizlikle umut arasındaki ince çizgide başlar. Piyasa dengeleri değişir, sermaye maliyetleri yeniden tanımlanır, öncelikler kayar. Ama CFO’nun görevi değişmez: Kurumun dayanıklılığını korumak, sermayeyi en doğru hikayeye yönlendirmek. Bu, sayılardan çok akılla, veriden çok vizyonla yürütülen bir süreçtir.

Yeni bütçe yılı, sadece harcama planlarının değil, düşünme biçiminin de yenilendiği bir dönem. Şirketler, geleceğini şekillendirmek için bugün karar verir. CFO, o kararların kalbinde durur. Kaynağın nerede büyüyeceğini, hangi yatırımın uzun vadeli değer yaratacağını bilir.

Bu dönemde finansın gündemi, kârla değil kalıcılıkla ölçülür. Kurumun bilançosu kadar itibarı da korunur. CFO, geleceği bugünden hazırlayan kişidir. Yeni yıla girerken onun masasında bir tek soru vardır: “Bu bütçe, bizi geleceğe taşıyacak mı?”

 

ÖMÜR TAN I QNB TÜRKİYE GENEL MÜDÜRÜ

“FİNANSAL İSTİKRARI KORUYACAĞIZ”

“Güçlü sermaye yapımız, disiplinli risk yönetimimiz ve uzun vadeli bakış açımızla finansal istikrarımızı koruyarak yenilikçi çözümler üretmeye ve sürdürülebilir büyümeye odaklanıyoruz.”

Küresel ekonomide dengelenme sinyalleri güçleniyor, Türkiye’de ise para politikasında temkinli adımlar izleniyor. Faiz oranlarındaki kademeli gerileme, kredi talebinde dengeli bir ivme yarattı. Bu eğilimin önümüzdeki dönemde reel sektörde yatırım iştahını artırmasını bekliyoruz. QNB Türkiye olarak reel ekonomiyi destekleme konusundaki kararlılığımızı sürdürüyoruz.

“ÖNEMLİ DÖNEMDEN GEÇİYORUZ”

Sürdürülebilirlik stratejisi açısından da önemli bir dönemden geçiyoruz. 2050 Net Sıfır Bankacılık Taahhüdü, çevresel sorumluluk anlayışımızın ve uzun vadeli değer yaratma vizyonumuzun somut bir yansıması oldu. Bu adımla yalnızca kendi operasyonlarımızın karbon etkisini azaltmakla kalmıyor finansman gücümüzü düşük karbonlu yatırımların ve yeşil dönüşüm projelerinin artması amacıyla da kullanıyoruz. Birleşmiş Milletler Kalkınma Programı (UNDP) ve Habitat Derneği iş birliğiyle yürüttüğümüz ‘Su ile Hayata’ projesi kapsamında 20 şehirden 3.600’ün üzerinde çocuğa ulaştık. Çocuklara suyun döngüsünü, su tasarrufunun önemini ve doğayla kurduğumuz ilişkinin değerini öğretici ve eğlenceli atölyelerle anlattık. Eylül ayında düzenlediğimiz Su Farkındalığı Festivali, bu yolculuğun anlamlı adımlarından biri oldu.

DİJİTAL BANKACILIKTA GELİŞMELER

BAĞIMSIZ BİR BANKA Üçüncü çeyrekte dijital bankacılık alanında da önemli bir gelişme yaşandı. Enpara, QNB Türkiye’nin dijitalleşme vizyonunun en güçlü örneklerinden biri olarak artık bağımsız bir banka olarak faaliyet gösteriyor. Dijital bankacılığın geleceğini yeniden şekillendiren bu adım, yenilikçi finansal modeller açısından sektör adına da önemli bir dönüm noktası oldu. Kökleri bizde, yolu geleceğe uzanan Enpara’ya bu yeni yolculuğunda başarılar diliyoruz.

KURUM KÜLTÜRÜ Yılın bu döneminde QNB Türkiye, dijitalleşmeden kurum kültürüne, sürdürülebilir finansmandan müşteri deneyimine kadar uzanan çeşitli projeleriyle Stevie Awards, Euromoney Awards for Excellence ve Global Finance Best Digital Bank Awards 2025 gibi uluslararası platformlarda ödüller kazandı. Bu ödüller, stratejik vizyonumuzun uluslararası ölçekte de takdir gördüğünü ortaya koyuyor. QNB Türkiye, finansal gücünü sürdürülebilirlik odağıyla birleştirerek uzun vadeli değer yaratma hedefi doğrultusunda ülke ekonomisine katkı sunmayı sürdürecek.

 

MAHMUT AKTEN I GARANTİ BBVA GENEL MÜDÜRÜ

“UZUN VADELİ DEĞER YARATACAĞIZ”

“Güçlü bilanço disiplinimizi, müşteri deneyimi, dijital dönüşüm ve sürdürülebilir büyüme ekseninde bütünleştiriyor; uzun vadeli değer yaratma hedefimizde istikrarlı biçimde ilerliyoruz.”

Üçüncü çeyrek, para politikasında dezenflasyon hedefiyle uyumlu bir normalleşme sürecinin başladığı bir dönemdi. Politika faizinde toplam 550 baz puanlık indirimin gerçekleştiği bu çeyrekte, eylül ayı TL mevduat maliyetlerinin, regülasyon kaynaklı uygulamaların da daha sınırlı bir şekilde aşağı geldiğini gözlemledik. Mevcut ekonomik koşullar, fiyatlama ve bilanço yönetiminde yüksek bir disiplin gerektirirken Garanti BBVA olarak etkin fiyatlama stratejimiz ve müşteri odaklı yaklaşımımızla kârlılıkta fark yaratmayı sürdürdük. 3.çeyrekte aktif bilanço yönetimimizle marjlarımızı etkin biçimde yönettik; TL kredilerde aldığımız pazar payı ile liderliğimizi pekiştirirdik. Müşterilerin ‘ana bankası’ olduğumuzun bir göstergesi olan mevduat tabanımızı da güçlendirmeye devam ediyoruz.

RADİKAL MÜŞTERİ PERSPEKTİFİ

Mevduat kompozisyonda Türk lirası lehine dönüşüm son yıllarda önemli bir ivme kazandı; bu dönemde sektör, artan fonlama maliyetlerini ve düzenleyici otoritelerin tanımladığı hedefleri birlikte yönetebilmek için yoğun bir çaba gösterdi. Maliyetlerin bu kadar ön planda olduğu bir dönemde, vadesiz mevduatların önemini de bir kez daha görmüş olduk ve toplam içindeki vadesiz mevduat bazımız yüzde 43 seviyesine ulaştı. Bu başarıda Radikal Müşteri Perspektifi yaklaşımımızla müşterilerimizin ihtiyaçlarına kişiselleştirilmiş çözüm önerileri sunmak amacıyla tüm ürün ve süreçlerimizi müşterilerimizin gözüyle yeniden tasarlamamızın payı büyük. Bu yaklaşım, finansal performansımızın ardındaki asıl itici gücü oluşturuyor. Böylece güçlü bilanço disiplinimizi, müşteri deneyimi, dijital dönüşüm ve sürdürülebilir büyüme ekseninde bütünleştiriyor; uzun vadeli değer yaratma hedefimizde istikrarlı biçimde ilerliyoruz. Dijitalleşmeyi yalnızca teknoloji yatırımı olarak değil, aynı zamanda sürdürülebilir değer yaratımının stratejik bir aracı olarak görüyoruz. KOBİ ve ticari segmentte, uzaktan ilişki yönetimini merkeze alan ‘KOBİ Bankacım Yanımda’ hizmet modelimizle sektörde öncü bir adım attık. Bireysel tarafta ise 3 milyon TL’ye kadar olan kredilerde tamamen dijital başvuru ve kullandırım süreçlerimizle müşterilerimize hız, kolaylık ve erişilebilirlik sağlıyoruz.

“GÜVENİN AÇIK GÖSTERGELERİ”

TAHVİL İHRACI BAŞARILI Ekim ayında 700 milyon dolarlık yeni Basel III uyumlu sermaye benzeri tahvil ihracımızı başarıyla tamamladık. Son iki yılda gerçekleştirdiğimiz dört işlemle toplamda 2 milyar 450 milyon dolarlık sermaye benzeri kredi büyüklüğüne ulaşarak sektörde bu alandaki en yüksek tutara sahip banka olduk. Yüksek yatırımcı talebiyle tamamlanan bu işlemler uluslararası piyasalarda Türkiye’ye ve bankamıza duyulan güvenin açık bir göstergesi.

HER ALANDA DEĞER Zorlu piyasa koşullarına rağmen kararlılıkla ilerliyor, dijitalleşmeden sürdürülebilirliğe her alanda değer yaratıyoruz. Önümüzdeki dönemde de TL odaklı dengeli büyümemizi sürdürerek müşterilerimizle ülkemizin ekonomik ve sosyal kalkınmasına katkı sağlamaya devam edeceğiz.

 

OZAN UYAR I TSKB GENEL MÜDÜRÜ

“BAŞARIYA DEĞER YARATAN PROJELERLE ULAŞTIK”

“2025 yılının dokuz ayını geride bırakırken ülkemizin çok yönlü kalkınma hedefleri ve sürdürülebilirlik vizyonumuz doğrultusunda yıl sonu hedeflerimizle uyumlu, güçlü ve dengeli bir performans sergiledik. Bankamızın 75. yaşını kutladığımız bu anlamlı yılda elde ettiğimiz finansal başarıları kalıcı değer yaratan, yeşil ve sosyal dönüşümü önceliklendiren projelerle sağlamaktan mutluluk duyuyoruz.”

Konsolide olmayan finansal tablolarımıza göre toplam aktif büyüklüğümüz ilk 9 ayda  yüzde 32 artışla 305,5 milyar TL oldu. Aynı dönemde Türkiye’nin çok yönlü sürdürülebilir kalkınması için sağladığımız uzun vadeli nakdi finansman desteği 1,5 milyar dolara ulaştı. Banka, kurdan arındırılmış bazda yüzde 5,6 büyüme sağlayarak kredi portföyünü 217,9 milyar TL’ye çıkardı. Sektörden ayrışan güçlü finansal performansını sürdüren TSKB bu dönemde, yüzde 31,2 oranında özkaynak kârlılığı elde etti.

GÜÇLÜ VE DENGELİ PERFORMANS

2025 yılının dokuz ayını geride bırakırken ülkemizin çok yönlü kalkınma hedefleri ve sürdürülebilirlik vizyonumuz doğrultusunda yıl sonu hedeflerimizle uyumlu, güçlü ve dengeli bir performans sergiledik. Bankamızın 75. yaşını kutladığımız bu anlamlı yılda elde ettiğimiz finansal başarıları; kalıcı değer yaratan, yeşil ve sosyal dönüşümü önceliklendiren projeler ile sağlamaktan mutluluk duyuyoruz. Sürdürülebilirlik odağımızla firmalarımızın özellikle iklim risk ve fırsatlarına dair dönüşüm yolculuklarına eşlik ediyoruz. Destek olduğumuz yatırımlarla ülkemizin üretim kapasitesinin rekabetçi şekilde artması için çalışıyoruz. Toplumsal fayda ve kapsayıcılık odaklı projelerimizle, sosyal etkimizi güçlendirerek kimseyi geride bırakmayan daha yaşanabilir bir gelecek inşa etmek adına çalışmaya devam ediyoruz.

“KAYNAK YAPIMIZI ZENGİNLEŞTİRİYORUZ”

Büyüme stratejimiz doğrultusunda, güçlü ve çeşitlendirilmiş kaynak yapımızı zenginleştirmeye yönelik çalışmalarımızı sürdürüyoruz. Bu kapsamda, yılbaşından bugüne temin ettiğimiz fonlamalar toplam 1,1 milyar dolar seviyesini aştı. İlk 6 ayda 4 kalkınma finansmanı kurumuyla imzaladığımız yaklaşık 400 milyon dolar tutarında kaynak anlaşmasına ilave olarak haziran ayında uluslararası piyasalarda 350 milyon dolar tutarında 5 yıl vadeli tahvil ihracını gerçekleştirdik. Kalkınma finansmanı kuruluşlarıyla yıl sonuna kadar farklı ve yenilikçi anlaşmalar da imzalayacağız.

“ÇOK BOYUTLU DEĞER YARATMAYA DEVAM EDECEĞİZ”

SKA BAĞLANTISI 2025’in ilk dokuz ayında, ülkemizin yeşil, sosyal ve dijital dönüşümü doğrultusunda sürdürülebilir kalkınmasına destek olma misyonumuzla yıl sonu hedeflerimizle uyumlu bir performansa imza attık. Kredilerimizin aktifler içindeki oranı yüzde 71 seviyesinde, SKA bağlantılı kredilerimizin toplam portföyümüz içindeki oranı ise yüzde 93 olarak gerçekleşti.

HALKA ARZLAR Yakın zamanda, yatırım bankacılığı tarafında halka arz projelerimizden birini başarı ile tamamladık. Artan danışmanlık ve gayri nakit komisyonlarının da katkısı ile toplam net komisyon gelirlerimizi çeyreksel bazda yüzde 54 artırdık. Ayrıca, güçlü faaliyetlerini sürdüren iştiraklerimiz gelirlerimizi desteklemeyi sürdürdü. Sürdürülebilir kârlılık performansımız, yasal yükümlülüklerin oldukça üzerinde olan sermaye yeterlilik oranlarımızı desteklemeye devam etti.

KÂRLILIK Yılın dokuz ayında net dönem kârımız 9,3 milyar TL’ye ulaşırken, yıl sonu hedeflerimizle uyumlu şekilde yüzde 31,2 özkaynak kârlılığı oranı elde ettik. İlk 9 ayda elde ettiğimiz sonuçlarımız yıl sonu hedeflerimizi destekler nitelikte gerçekleşti.

 

PINAR KURİŞ I QNB SİGORTA GENEL MÜDÜRÜ

“SİGORTADA YENİ BİR ÇAĞ BAŞLIYOR”

“Doğum oranlarının düşmesiyle yaşlılara bakacak kişi sayısı da azalıyor. Birleşmiş Milletler verilerine göre Türkiye nüfusunun yüzde 14’ü 2040’a kadar 65 yaşın üzerinde olacak. Bu oran 2050'lerde yüzde 20’leri aşabilir. Bu tablo, sigortacılığın matematiğini yeniden yazmamızı gerektiriyor.”

Türkiye’nin sağlık sistemi ve sigorta sektörü, büyük ama sessiz bir dönüşümden geçiyor. Yaşam süresi artıyor, doğurganlık oranı düşüyor, kronik hastalıklar yaygınlaşıyor. Aynı zamanda sağlık hizmetlerine erişim artarken, bireylerin yaşam beklentileri de değişiyor. Tüm bu gelişmeler sigortacılığı yalnızca bir "finansal güvence" sunan yapı olmaktan çıkarıyor. Bugün sigorta, bireylerin yaşam yolculuklarında yanında yürüyen bir sağlık rehberi ve yaşam ortağı haline geliyor.

SESSİZ DÖNÜŞÜM

Türkiye, demografik yapısında sessiz ama derin bir dönüşüm yaşıyor. 2000 yılında Türkiye’de ortalama yaşam süresi 71 yıldı. Bugün bu rakam 78,1’e ulaştı; erkeklerde 74,7, kadınlarda 80,7 oldu. Ancak bu artış, sağlık ve bakım ihtiyacını da artırıyor. Doğum oranlarının düşmesiyle yaşlılara bakacak kişi sayısı da azalıyor. Birleşmiş Milletler verilerine göre Türkiye nüfusunun yüzde 14’ü 2040’a kadar 65 yaşın üzerinde olacak. Bu oran 2050'lerde yüzde 20’leri aşabilir. Bu tablo, sigortacılığın matematiğini yeniden yazmamızı gerektiriyor. Türkiye’nin içinde bulunduğu dönüşüm sigortacılık açısından kritik bir eşik. Nüfusumuzun 2040'ta yüzde 16,3'ünün 65 yaş üzerinde olacağı gerçeği, sigorta matematiğini yeniden yazma gerekliliği yaratıyor. Japonya'nın çeyrek asır önce, 1990'larda yaşadığı demografik dönüşümü bugün biz yaşıyoruz. Bu kırılma, sigortacılık için hem büyük bir meydan okuma hem nesiller arası risk paylaşımında yenilikçi modeller geliştirme fırsatı.

“SİGORTACILIĞIN ROLÜ KÖKTEN DEĞİŞİYOR”

Türkiye'de sağlık göstergeleri, önümüzdeki yıllarda daha proaktif ve bütüncül bir sigortacılık yaklaşımına olan ihtiyacı açıkça ortaya koyuyor. Dolaşım sistemi hastalıkları, örneğin kalp krizi ve inme gibi problemler, 2023 yılında tüm ölümlerin yüzde 33’ünden fazlasını oluşturdu. Bu, her üç kayıptan birinin bu hastalıklardan kaynaklandığını gösteriyor. Kanser vakaları da artışta. Erkeklerin yaklaşık yüzde 18’i, kadınların ise yüzde 12’si kanser nedeniyle hayatını kaybediyor. Bu oranlar önleyici sağlık hizmetlerinin toplum genelinde hala yeterince yaygın olmadığını gözler önüne seriyor.

“SAĞLIKLI GELECEK TASARIMI YAPACAĞIZ”

YENİLİKÇİ ÜRÜN QNB Sigorta’nın vizyonu sadece risk yönetimi değil, sağlıklı gelecek tasarımı. QNB Sigorta, demografik dönüşümün tüm etkilerini dikkate alarak yaşlı nüfusa özel teminatlardan dijital çözümlere kadar birçok alanda yenilikçi ürünler geliştiriyor. Bizim için sigortacılık yalnızca risk yönetimi değil; bireylerin daha sağlıklı ve güvenli bir yaşam sürmesine destek olmak demek. Geliştirdiğimiz her ürün, geleceğe bırakacağımız bir değer olacak.

“GELECEĞE HAZIRLANIYORUZ” Sonuç olarak Türkiye’nin geleceği, bugünden hazırlanmakla mümkün. Türkiye’nin demografik dönüşümü, sağlık ve sigorta alanında yeni bir çağın habercisi. Bu süreci yalnızca risk olarak değil aynı zamanda daha uzun, sağlıklı ve güvenli bir yaşamı mümkün kılacak fırsatlar bütünü olarak görmek gerekiyor. Sigorta sektörünün geleceği, önleyici, dijital ve yaşam odaklı çözümler geliştirenlerin olacak.

 

YAŞAR ARSLAN I AKSA DOĞALGAZ YÖNETİM KURULU BAŞKANI

“LİDERLİĞİMİZİ KÜRESEL ÖLÇEKTE BÜYÜTMEYİ HEDEFLİYORUZ”

“Türkiye’nin lider, Avrupa’nın dördüncü büyük doğal gaz dağıtım şirketiyiz. 7,5 milyon abonemize doğal gaz konforunu güvenle ulaştırırken yatırımlarımızı her geçen gün artırarak daha da ileri taşıyoruz. Yeni dönemde liderliğimizi küresel ölçekte büyütmeyi hedefliyoruz.”

Aksa Doğalgaz olarak 2025 yılının üçüncü çeyreğinde 66,9 milyar TL’lik ciroya ulaştık. Güçlü büyüme performansımızı kararlılıkla sürdürüyoruz. Kazancı Holding’in yarım asrı aşan tecrübesi ve bilgi birikiminden güç alarak büyümeye devam ediyoruz.

“AVRUPA’DA DÖRDÜNCÜYÜZ”

Türkiye’nin lider, Avrupa’nın dördüncü büyük doğal gaz dağıtım şirketiyiz. 7,5 milyon abonemize doğal gaz konforunu güvenle ulaştırırken, yatırımlarımızı her geçen gün artırarak daha da ileri taşıyoruz. Yeni dönemde liderliğimizi küresel ölçekte büyütmeyi hedefliyoruz. Halka arz süreci, kurumsal yapımızı güçlendirecek ve sürdürülebilir büyümemizi destekleyecek stratejik bir adım olarak önceliklerimiz arasında yer alıyor. Enerji sektöründe teknoloji, verimlilik ve sürdürülebilirlik odaklı yaklaşımlarımızla hem Türkiye ekonomisine hem de uluslararası pazarlara değer katmayı amaçlıyoruz.

“HEDEF 10 MİLYON ABONE”

2025 yılında Bursa ve Kayseri’de faaliyet gösteren dağıtım şirketlerini satın alarak sektördeki lider pozisyonumuzu güçlendirdik. Bu satın almalarla 32 ilin sınırları içerisinde yer alan 29 il merkezinde doğal gaz dağıtım hizmeti vermeye başladık ve lisans sayımızı 21’den 23’e çıkardık. Şebeke uzunluğumuzu yüzde 31 artışla 62 bin kilometreye, abone sayımızı ise yüzde 36 artışla 7,5 milyona ulaştırdık. 2031 yıl sonuna kadar ise hizmet verdiğimiz ilçe ve belde sayısını 469’un, şebeke uzunluğumuzu 95 bin kilometrenin ve abone sayımızı 10 milyonun üzerine çıkarmayı hedefliyoruz. Şu anda Türkiye’nin ulaştığı toplam doğal gaz şebeke uzunluğunun yüzde 28,4’üne sahibiz. Doğal gaz dağıtım miktarımız 14 milyar metreküp, dağıtım payımız da yüzde 28’in üzerinde.

“ENERJİDE EN İTİBARLI MARKAYIZ”

Aldığımız geri bildirimlerle müşteri yolculuğumuzu daha rafine hale getirirken, iş süreçlerimizi de veriye dayalı biçimde yeniden şekillendirdik. Her 10 abonemizden 9’u deneyiminden memnuniyetle söz ederek güçlü müşteri bağlılığımızı bir kez daha ortaya koydu. Türkiye İtibar Endeksi Araştırması’na göre ‘Enerji Sektörünün En İtibarlı Markası’ unvanına değer görüldük.

“YENİLİKÇİ ÇALIŞMALARA DEVAM EDECEĞİZ”

“DOĞALGAZ KARBONSUZLAŞMADA ÖNEMLİ” Karbonsuzlaşma sürecinde doğal gazın rolü stratejik. 2024 yılında abonelerimizin karbon yoğun yakıtlar yerine doğal gazı tercih etmesiyle 11,13 milyon ton daha az karbon emisyonu gerçekleşmesine katkı sağladık. Bu miktar, 469 milyon ağaçtan oluşan bir ormanın temizleyebileceği miktara eşdeğer.

STRATEJİK ÖNEM İklim değişikliğiyle mücadelede alternatif yakıtların ve enerji kaynaklarının önemi de stratejik. Bu çerçevede yenilikçi ve değer yaratan Ar-Ge çalışmalarına devam ediyoruz. Çevresel etki çalışmalarımızı aktardığımız 2024 yılı Sürdürülebilirlik Raporumuzla 12’ncisi düzenlenen Sürdürülebilir İş Ödülleri 2025’te ödüle değer görüldük. Daha yeşil bir geleceğe yönelik taahhütlerimizi kamuoyuyla şeffaf bir şekilde paylaşmak her zaman önceliğimiz olacak.

 

DİDEM ŞAHİN I ALTERNATİF BANK KURUMSAL VE TİCARİ BANKACILIKTAN SORUMLU GENEL MÜDÜR YARDIMCISI

“TÜRKİYE’NİN TİCARET DÖNGÜSÜNÜN YÜZDE 80’İNE DOKUNUYORUZ”

Alternatif Bank, kurumsal ve ticari bankacılıkta yenilikçi ve butik hizmet anlayışıyla fark yaratıyor. Bu alandaki uzmanlığıyla öne çıkan Banka, danışman odaklı hizmet modeli ve dijital çözümleriyle müşterilerinin güvenilir iş ortağı olmaya devam ediyor. Alternatif Bank Kurumsal ve Ticari Bankacılıktan Sorumlu Genel Müdür Yardımcısı Didem Şahin, butik hizmet modelinin sunduğu çeviklik, dijital dönüşüm ve ihracat destekleriyle Türkiye ekonomisine sağladıkları katkıya dikkat çekiyor ve “Türkiye’nin ticaret döngüsünün yüzde 80’ine dokunuyoruz” diyor.

Türk bankacılık sektörünün köklü kurumlarından Alternatif Bank, güçlü bir yapının olanaklarıyla çevik karar alma kabiliyetini birleştirerek sektörde kendine özgü bir konumda yer alıyor. Hissedarı olan Commercial Bank’ın yarım yüzyıla yakın deneyiminden ve vizyonundan güç alan Banka, kurumsal yönetim anlayışı ve yetkin insan kaynağıyla, Kurumsal ve Ticari Bankacılık, Bireysel, Dijital ve Özel Bankacılık alanlarında müşterilerine hizmet veriyor. Kurumsal ve Ticari Bankacılıktaki güçlü odağıyla Türkiye ekonomisinin önemli bir parçası olan Banka, "danışman ve sorumlu bankacılık" yaklaşımını dijital çözümlerle desteklemeyi sürdürüyor. Tüm müşterilerine sürdürülebilirlik vizyonuyla yaklaştıklarını söyleyen Alternatif Bank Kurumsal ve Ticari Bankacılıktan Sorumlu Genel Müdür Yardımcısı Didem Şahin, dış ticaret müşterilerinin ihtiyaçlarına büyük önem verdiklerini söylüyor ve “Finansmana erişimi kolaylaştırmak, yeni pazarlara daha güvenle açılmalarını sağlamak ve operasyonel yüklerini hafifletmek için çok boyutlu destekler sunuyoruz. Türkiye’nin ticaret döngüsünün yüzde 80’ine dokunuyoruz” diyor. Alternatif Bank’ı sektörde konumlayan en önemli özelliğinin, “danışman ve sorumlu bankacılık” yaklaşımı olduğunu dile getiren Didem Şahin, BUSINESS LIFE’ın sorularını şöyle yanıtladı:

- Alternatif Bank, Türkiye’de nasıl konumlanıyor? Ekonomiye katkınızı nasıl tarif edersiniz?

Bankacılık sektöründe ihtiyaç duyulan tüm ürünleri sunmanın yanı sıra müşterilerimizin stratejik kararlarında yanlarında duran, uzun vadeli değer yaratmayı hedefleyen bir iş ortağı olarak konumlanıyoruz. İstanbul’daki Kurumsal Bankacılık Merkez Şubemiz, Ticari Bankacılıkta büyük illerimizde yer alan 13 tam hizmet şubemiz aracılığıyla Türkiye’nin sanayi ve ticaret döngüsünün yaklaşık yüzde 80’ine dokunuyoruz. Stratejik konumlanmamız sayesinde ülke ekonomisinin oldukça geniş bir bölümüne hizmet sunuyoruz. Kurumsal Bankacılık tarafında yıllık cirosu 5 milyar TL’nin üzerinde olan büyük ölçekli şirketler, yabancı sermayeli kuruluşlar, kamu kurumları ve finans kuruluşlarıyla çalışıyoruz. Ticari Bankacılıkta ise büyüme odaklı, yenilikçi, esnek finansman modellerine ihtiyaç duyan orta ve büyük ölçekli işletmelere hizmet veriyoruz. Bugün 4 binin üzerinde aktif müşteriyle çalışmalarımızı sürdürüyoruz.

- Butik bir banka olmanın avantajlarını nasıl yaşıyorsunuz?

Butik bir banka olmanın müşterilerle yakın ve uzun vadeli ilişkiler kurabilme avantajı var. Çevik hareket kabiliyetimiz sayesinde, müşterilerimizin dış ticaret veya nakit akışı gibi konulardaki finansman ihtiyaçlarına hızla çözüm üretebiliyoruz. Bu yaklaşım, standart ürünlerin ötesine geçerek “terzi işi” çözümler geliştirmemize ve güvenilir bir danışman olarak konumlanmamıza olanak sağlıyor. Dış ticaret müşterilerimize uygun maliyetli finansman ve danışmanlık sağlıyoruz. Dış ticaret, Alternatif Bank’ın en güçlü uzmanlık alanlarından biri.

- Dış ticaretteki rolünüzü anlatır mısınız?

Türkiye ekonomisinde dış ticaretin oynadığı rolün farkındayız. Bu doğrultuda, dış ticaret yapan müşterilerimizin finansmana erişimini kolaylaştırmak, yeni pazarlara açılmalarını desteklemek ve operasyonel süreçlerini hafifletmek için çok boyutlu çözümler sunuyoruz. Finansman tarafında, ihracat ve ithalat süreçlerine özel ticaret finansmanı ürünlerinin yanı sıra Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) aracılığıyla kullandırdığımız reeskont kredileri, Eximbank kredileri ve SWAP anlaşmaları üzerinden sağladığımız kaynaklarla müşterilerimizin uygun maliyetli çözümlerden yararlanmalarına destek oluyoruz. Özellikle Çin, Katar ve Birleşik Arap Emirlikleri gibi ülkelerle yapılan SWAP anlaşmaları sayesinde, dış ticaret müşterilerimiz bu ülkelerin yerel para birimleri üzerinden uzun vadeli ve avantajlı finansmana erişebiliyor. Biz de Alternatif Bank olarak sektörde bu ürünleri hayata geçiren ilk özel bankalardan biri olarak öncü rolümüzü koruyoruz. Çin Yuanı TCMB Reeskont kredilerinde 700 milyon Yuanı aşan bir hacme ulaştık. Bununla birlikte dış ticaret işlemlerimizde 2025 yılı üçüncü çeyrek sonu itibarıyla toplam 2 milyar dolar düzeyinde bir işlem büyüklüğüne imza attık.

- İşletmeler için günlük operasyonlarda likiditeye anında ulaşabilmek kritik. Buna yönelik nasıl ürünleriniz var?

Vadesiz hesapta değer yaratan esneklik olarak VOV Tüzel Hesap’tan bahsetmek isterim. Temel amacımız, müşterilerimizin kaynaklarını kısıtlamadan en etkin şekilde kullanabilmelerine destek olmak. Bu amaçla geliştirdiğimiz VOV Tüzel Hesap, vadesiz hesabın esnekliği ile vadeli mevduatın getirisini birleştiriyor. Bu ürün, işletmelere hem günlük faiz getirisi sağlıyor hem paralarını ihtiyaç anında kullanma özgürlüğü sunuyor. Klasik vadeli mevduatın “parayı bağlama” dezavantajını ortadan kaldırıyor. Bu yapı, özellikle sürekli ödeme ve tahsilat yapan kurumlar için verimlilik ve maliyet açısından önemli bir avantaj oluşturuyor.

- Geleceğin bankacılığına yönelik ajandanızın en önemli maddelerinden bahseder misiniz? Kısa ve orta vadede hedefleriniz neler?

Geleceğin bankacılığı yeşil finansman, ekosistem bankacılığı ve akıllı çözümlerle mümkün. Kurumsal ve Ticari Bankacılıktaki geleceğe yönelik stratejilerimizi sürdürülebilirlik, kapsayıcılık ve dijitalleşme üzerine inşa ediyoruz. Önümüzdeki dönemde, yeşil finansman çözümleri stratejik öncelikli gündem maddelerimiz içinde yer alacak. Avrupa Birliği’nin “Sınırda Karbon Düzenlemesi” gibi uygulamaları, ihracatçılar için yeni bir dönemin kapısını aralıyor. Biz de müşterilerimizin bu dönüşüme uyum sağlamasını kolaylaştıracak sürdürülebilir finansman modelleri geliştirmeye odaklanıyoruz. Karbon ayak izini azaltmaya yönelik yatırımlar için özel kredi paketleri ve finansman çözümleri planlıyoruz.

Bununla birlikte, ekosistem bankacılığı uygulamaları ile tedarik zincirlerinde farklı segmentlerdeki müşterilerin ana firmaların ekosistemine dahil olmasını sağlayacak finansal çözümler üzerinde çalışıyoruz. Tedarikçi Finansmanı (TFS) ve Doğrudan Borçlandırma Sistemi (DBS) gibi ürünleri açık bankacılık bakış açısıyla fintech iş birlikleri üzerinden müşterilerimize sunmaya devam edeceğiz. Son olarak, dış ticarette akreditif, garanti mektubu gibi işlemleri tamamen dijital platformlara taşımak ve akıllı nakit yönetimiyle firmaların nakit akışını gerçek zamanlı izleyip yönetmelerini sağlamak önceliklerimiz arasında. Hedefimiz, müşterilerimizin sadece bugünkü ihtiyaçlarına değil, gelecekteki başarılarına da katkı sağlayan bir iş ortağı olmak.

“DİJİTALLEŞME DANIŞMANLIK ANLAYIŞIMIZI GÜÇLENDİRİYOR”

STRATEJİK ARAÇ Alternatif Bank olarak dijitalleşmeyi müşterilerimizin iş modellerini dönüştüren bir stratejik araç olarak konumlandırıyoruz. Tüzel bankacılık internet şubemiz üzerinden dış ticaret işlemlerinin dijital yönetimini sağlıyoruz. Nakit yönetimi çözümlerimizle fintech ekosistemine katkı sağlayan entegrasyon çalışmalarımızı da sürdürüyoruz.

TEDARİKÇİ FİNANSMANI Tedarikçi Finansmanı ürünümüzde 2025 yılı üçüncü çeyrek itibarıyla 3 milyar TL işlem hacmine ulaşıldı. Dijitalleşme bizim için sadece operasyonel hız değil şeffaflık, güven ve verimlilik anlamına da geliyor. Yakın dönemde devreye alınacak “Otomatik Mizan” projemizle, Gelir İdaresi Başkanlığı sistemindeki e-defter verisine entegrasyon yapılarak (müşteri rızası ile) buradaki veri otomatik olarak iç sistemlerimizdeki kredi değerlendirme sürecine dahil edilecek.

GELECEĞE HAZIRLIK Dijital dönüşümü sadece süreçleri geliştiren bir unsur olarak değil müşterilerimizin işlerini daha verimli yürütmelerini, pazarda güçlü konumlanmalarını sağlayan bir destek mekanizması olarak görüyoruz. Teknolojiyi, danışmanlıkla birleştiriyor, müşterilerimizin işlerini büyütürken geleceğe hazırlanmalarına katkı sağlıyoruz.

BUSINESS LIFE