TAV HAVALİMANLARI İK GRUP BAŞKANI HAKAN ÖKER, “ÇALIŞAN DENEYİMİ ÖNCELİĞİMİZ” DİYOR. ESAS GAYRİMENKUL İNSAN VE KÜLTÜR KIDEMLİ DİREKTÖRÜ ASLI KEMAL, İŞ YERİ KÜLTÜRLERİNE DİKKAT ÇEKİYOR. VODAFONE TÜRKİYE İCRA KURULU BAŞKAN YARDIMCISI NAZLI TLABAR GÜLER, “DAHA KAPSAYICI BİR İŞ YERİ İÇİN ÇALIŞIYORUZ” DİYE KONUŞUYOR. AYDEM ENERJİ İK VE SÜRDÜRÜLEBİLİRLİK GRUP BAŞKANI TANSEL VARAN, “EŞİT HAYAT İNİSİYATİFİMİZLE ŞEKİLLENDİRİYORUZ” DİYOR. MAPFRE SİGORTA İNSAN VE ORGANİZASYON DİREKTÖRÜ ELİF ÖZGÜR, ESENLİĞE ODAKLI OLDUKLARINI SÖYLÜYOR. MİGROS İK VE ENDÜSTRİ İLİŞKİLERİ GENEL MÜDÜR YARDIMCISI OLCAY YILMAZ NOMAK, BÜTÜNSEL DENEYİMİN ÖNEMİNE DİKKAT ÇEKİYOR. GARANTİ BBVA GENEL MÜDÜR YARDIMCISI EBRU TAŞÇI FİRUZBAY, “SAĞLIKLI VE GÜVENLİ ORTAM YARATIYORUZ” DİYOR. ABDİ İBRAHİM İK, KURUMSAL İLETİŞİM VE SÜRDÜRÜLEBİLİRLİK GRUP BAŞKANI DR. M. OĞUZCAN BÜLBÜL, EKOSİSTEME KULAK VERDİKLERİNDEN BAHSEDİYOR. ENERJİSA ÜRETİM İNSAN VE KÜLTÜR GENEL MÜDÜR YARDIMCISI AYŞEGÜL GÜRKALE "Ofisi inşa edebilirsiniz ama ona ruh kazandırmak kültürle mümkündür" DİYOR. DIAGEO TÜRKİYE İK DİREKTÖRÜ ÜLFET BAYKENT UYSAL, “HİYERARŞİDEN UZAĞIZ” DERKEN SUNAR YATIRIM İK GENEL MÜDÜR YARDIMCISI SEZGİN DİZ İSE SENDROMSUZ OFİSLERİNİ ANLATIYOR.
MURAT YEŞİLDERE I m.yesildere@businesslife.com.tr
İş yaşamında çalışanların karşılaştığı en büyük sorunlardan biri, iş yeri kaynaklı stres ve verimsizliktir. Bu sorunlar yalnızca bireysel performansı değil, aynı zamanda kurumların genel başarısını da doğrudan etkiler. Bu bağlamda son yıllarda öne çıkan bir kavram var: sendromsuz ofis. Peki, nedir bu sendromsuz ofis? Ve neden bu kadar önemli? Sendromsuz ofis, çalışanların fiziksel ve psikolojik açıdan sağlıklı, güvenli, motive edici ve destekleyici bir ortamda çalıştığı iş yerlerini tanımlamak için kullanılan bir ifade. Bu tür ofislerde, "pazartesi sendromu", tükenmişlik, stres kaynaklı rahatsızlıklar ve verim kaybı gibi problemler minimuma indirilir. Bu yaklaşım yalnızca estetik bir düzenleme değil, aynı zamanda bütüncül bir organizasyonel felsefeyi ifade eder. İyi tasarlanmış bir fiziksel alan, sağlıklı iletişim, esnek çalışma düzenleri ve çalışan memnuniyetine verilen değer bu sistemin temelini oluşturur. Ergonomik mobilyalar, doğal ışık, temiz hava sirkülasyonu ve gürültü kontrolü sendromsuz bir ofisin olmazsa olmazları. Açık iletişim kültürü, mobbing’e sıfır tolerans, geri bildirim mekanizmaları ve psikolojik danışmanlık imkanları çalışanların ruhsal sağlığını korur. Hibrit modeller, evden çalışma, esnek saatler gibi uygulamalar çalışanların yaşam dengelerini kurmalarına yardımcı olur. Takım çalışması, sosyal etkinlikler ve pozitif liderlik anlayışı çalışanlar arasında aidiyet duygusunu artırır. Çalışanların yaptıkları işte anlam bulmaları, şirket değerleriyle özdeşleşmeleri ve bireysel gelişim fırsatları yakalamaları da sendromsuz bir iş yeri için gereklidir. Sendromsuz bir ofis sadece çalışanların değil, şirketlerin geleceği açısından da stratejik bir yatırım. Teknolojinin ve iş yaşamının hızla değiştiği günümüzde, çalışanların ihtiyaçlarına duyarlı, esnek ve sürdürülebilir bir ofis kültürü yaratmak artık bir lüks değil, zorunluluk!
NAZLI TLABAR GÜLER I VODAFONE TÜRKİYE İCRA KURULU BAŞKAN YARDIMCISI
“DAHA KAPSAYICI BİR İŞ YERİ İÇİN ÇALIŞIYORUZ”
“Çeşitliliğin bir zenginlik olarak görüldüğü, ekip arkadaşlarımızın farklılaşan ihtiyaçlarını gözeten ve kendi gibi olabilmesini cesaretlendiren kurum kültürümüzle, herkes için daha kapsayıcı bir iş yeri yaratmak için çalışmaya devam edeceğiz.”
Son yıllarda yapılan araştırmalar, nöro farklı bireylerin dünya nüfusunun yüzde 15 ila yüzde 20’sini oluşturduğunu ortaya koyuyor. Vodafone olarak parçası olduğumuz ChangeTheFace Birliği tarafından 2023 yılında 2 binden fazla çalışanla yapılan araştırma da iş yerinde nöro çeşitliliğe ilişkin önemli iç görüleri ortaya koyuyordu. Araştırmaya katılan nöro çeşitliliğe sahip çalışanların neredeyse yarısı iş yerinde durumlarının etkisini hissettiklerini, dörtte biri ise her gün etkilendiklerini belirtiyordu.
“ÇEŞİTLİLİK ZENGİNLİK”
Dolayısıyla toplumda ve iş hayatında önemli sayıda bireyin hayatını etkileyen bir olguyla karşı karşıyayız. Diğer yandan, nöro çeşitliliği destekleyen uygulamaların, farklı düşünme biçimlerini ve inovasyonu teşvik etmek açısından da önemli olduğuna inanıyoruz. Bu doğrultuda, Nöro Çeşitlilik Haftası kapsamında çalışanlarımızı bilgilendirmeye yönelik çeşitli etkinlikler düzenledik. Ayrıca, sağlık sigortamız kapsamında çalışanlarımızın çocukları için Zihinsel Engel ve Otizm Spektrum Desteği de sağlıyoruz. Çeşitliliğin bir zenginlik olarak görüldüğü, ekip arkadaşlarımızın farklılaşan ihtiyaçlarını gözeten ve kendi gibi olabilmesini cesaretlendiren kurum kültürümüzle, herkes için daha kapsayıcı bir iş yeri yaratmak için çalışmaya devam edeceğiz.
ELİF ÖZGÜR I MAPFRE SİGORTA İNSAN VE ORGANİZASYON DİREKTÖRÜ
“ESENLİĞE ODAKLIYIZ”
“Bütünsel sağlığa odaklanan ‘esenlik’ kavramı insan kaynakları uygulamalarımızda önemli bir yer tutuyor. Sağlık, koruma, gelişim ve motivasyon başlıkları altında diyetisyen hizmetinden check-up desteğine, yeni anne koçluk programından psikolojik destek hizmetine ve esnek çalışma sisteminden spor kulübü gibi sosyal kulüp aktivitelerine kadar geniş bir çapta, pek çok farklı uygulamayı hayata geçiriyoruz.”
MAPFRE Sigorta’nın başarısının çalışanlarımızın mesleki, kişisel gelişimlerine ve refahlarına bağlı olduğunu biliyoruz. Bu nedenle de verdiğimiz sözün bir parçası olarak çalışanlarımızın mutluluğunu önemsiyor ve yaratıcılıklarını, geçirdikleri her bir anı, yenilikçi fikirlerini, MAPFRE Sigorta’da anlama dönüştürüyoruz.
DÖRT KATEGORİDE ÇALIŞAN MUTLULUĞU
Bütünsel sağlığa odaklanan ‘esenlik’ kavramı insan kaynakları uygulamalarımızda önemli bir yer tutuyor. Bu kapsamda çalışma arkadaşlarımızın fiziksel refahına, güvenliğine ve psikolojik sağlığına yönelik uygulamalarımızı 4 kategoride ele alıyoruz. Sağlık, koruma, gelişim ve motivasyon başlıkları altında diyetisyen hizmetinden check-up desteğine, yeni anne koçluk programından psikolojik destek hizmetine ve esnek çalışma sisteminden spor kulübü gibi sosyal kulüp aktivitelerine kadar geniş bir çapta, pek çok farklı uygulamayı hayata geçiriyoruz.
TAKDİR KÜLTÜRÜ
Şirket içi iletişim ve paylaşılan değerlerin güçlendirilmesi, kurum kültürümüzün temel bir parçasını oluşturuyor. Bu amaçla düzenlediğimiz çalışmalarla da çalışanlarımız arasında daha yakın ilişkiler kurmayı, fikirlerin paylaşılmasını ve motivasyonun artırılmasını hedefliyoruz. Yıllık strateji toplantılarımızdan, CEO ile kahve sohbetlerine, İK bölge ziyaretlerinden, motivasyon aktivitelerine kadar geniş bir yelpazede etkinlikler düzenliyoruz. Takdir ve ödüllendirme programımız ile 360 derece takdir kültürünü destekliyor, teşekkür günü gibi şirketimize özel günlerle takdir kültürüne destek veriyoruz. Bu çalışmalar, şirket içi iletişimi güçlendirmenin yanı sıra çalışanlarımızın değerlerimize daha fazla bağlılık hissetmelerini sağlıyor.
DR. M. OĞUZCAN BÜLBÜL I ABDİ İBRAHİM İK, KURUMSAL İLETİŞİM VE SÜRDÜRÜLEBİLİRLİK GRUP BAŞKANI
“EKOSİSTEME KULAK VERİYORUZ”
“İnsan ve toplum sağlığı için çalışan bir şirketin içinde bulunduğu ekosisteme kulak vermesi, kendisiyle ilgili beklenti ve algıyı kavraması son derece önemli. 22 yıldır sektör lideri olarak HEAL2030 sürdürülebilirlik stratejimiz kapsamında bu anlamdaki sorumluluklarımızın bilinciyle hareket ediyoruz. Toplumun, ülkemizin ve hatta gezegenin yarınlarına yatırım yapıyor, değer üretiyoruz.”
Toplum tarafından tercih ve takdir edilen bir şirket olmanın pek çok bileşeni var. İyi bir işveren markası olmak, sürdürülebilirlik, şeffaflık, kapsayıcılık alanlarında duyarlılık, toplumun ve gezegenin bugünüyle geleceğine yatırım gibi pek çok başlık sıralanabilir. Burada önemli olan tüm bu alanlarda sahici, samimi ve kalıcı bir etki yaratabilmektir. Zira günümüzde tüketiciler sadece son ürünle değil markaların bu başlıklardaki yaklaşımına bakarak bir değerlendirme yapıyor. Bu çerçevede sosyal ve çevresel etkiyi gözetmek ve paydaşlarla açık iletişim, şirketin toplum nezdinde güvenilirlik kazanmasına önemli katkı sağlıyor.
“DEĞER ÜRETİYORUZ”
İnsan ve toplum sağlığı için çalışan bir şirketin içinde bulunduğu ekosisteme kulak vermesi, kendisiyle ilgili beklenti ve algıyı kavraması son derece önemli. 22 yıldır sektör lideri olarak, HEAL2030 sürdürülebilirlik stratejimiz kapsamında bu anlamdaki sorumluluklarımızın bilinciyle hareket ediyoruz. Sağlık ve spor, sosyal inovasyon, gençlerde bilim farkındalığı yaratma, toplumsal ihtiyaçlar için gönüllülük projeleri gibi farklı alanlardaki çalışmalarımızla, içinde yaşadığımız toplumun, ülkemizin ve hatta gezegenin yarınlarına yatırım yapıyor, değer üretiyoruz. Bunun yanı sıra paydaşlarımızla belli periyotlarda sosyal etki, sürdürülebilirlik, kurumsal algı ve itibar konularında araştırmalar gerçekleştiriyor, her bir paydaş bazında Abdi İbrahim algısında etkili olan konuları saptıyoruz. Sonuçlardan KSS projelerinden ticari faaliyetlere kadar çok geniş bir yelpazede yararlanıyor, yol haritamızı şekillendiriyoruz.
HAKAN ÖKER I TAV HAVALİMANLARI İK GRUP BAŞKANI
“ÇALIŞAN DENEYİMİ ÖNCELİĞİMİZ”
“Gücümüzü insan kaynağımızdan alıyor, çalışan deneyimini kurumsal önceliklerimizin merkezine koyarak ilerlemeye devam ediyoruz. Çalışanlarımızın ihtiyaç ve beklentilerine odaklanarak, kurumsal değerlerimizin rehberliğinde çalışan memnuniyetine yönelik çalışmalarımızı sürdüreceğiz.”
TAV Havalimanları olarak 25 yıldır yolcularımıza en iyi seyahat deneyimini sunmak için çalışıyoruz. Bugün, 8 ülkede işlettiğimiz 15 havalimanının yanı sıra, iştirak şirketlerimizle birlikte 30’dan fazla ülkede, 100’ü aşkın havalimanında varlık gösteriyoruz. Bu operasyon ağının başarısının temelinde, 42 bini aşkın çalışma arkadaşımızın bilgi ve birikimi yer alıyor. Gücümüzü insan kaynağımızdan alıyor, çalışan deneyimini kurumsal önceliklerimizin merkezine koyarak ilerlemeye devam ediyoruz. Çalışanlarımızın ihtiyaç ve beklentilerine odaklanarak, kurumsal değerlerimizin rehberliğinde çalışan memnuniyetine yönelik çalışmalarımızı sürdüreceğiz.
ASLI KEMAL I ESAS GAYRİMENKUL İNSAN VE KÜLTÜR KIDEMLİ DİREKTÖRÜ
“BİRBİRİMİZE İLHAM VERİYORUZ”
“Kültürümüzü sahiplenerek birbirimize ve ekip arkadaşlarımıza verdiğimiz ilham ve bu harika ortamı birlikte yarattığımız için bütün çalışma arkadaşlarıma yürekten teşekkür ediyorum.”
Geçen yıl, güven odaklı iş yeri kültürümüzü Harika İş Yeri sertifikası ile taçlandırmış ve 2025 Türkiye’nin En İyi İşverenleri listesine aday olmuştuk. GPTW tarafından yapılan kültür denetimi incelemesi sonucunda çalışma arkadaşlarımızla birlikte oluşturduğumuz ilham verici iş yeri deneyiminin, güçlü kurum kültürümüz ve yüksek standartlarımızın, uluslararası düzeyde bir kez daha takdir edildiği için büyük mutluluk duyuyoruz.
“HARİKA İŞ YERİYİZ”
Kültürümüzü sahiplenerek birbirimize ve ekip arkadaşlarımıza verdiğimiz ilham ve bu harika ortamı birlikte yarattığımız için bütün çalışma arkadaşlarıma yürekten teşekkür ediyorum. 2024 yılında da Great Place To Work-Sertifikalı™ iş yerleri arasında yer aldık. Çeviklik, inovasyon ve sürdürülebilirlik konularındaki kapsayıcı ve inovatif çalışmalarımızla “Best Workplaces for Innovation By All™ listesinde de 2025 yılında bir kez daha yer aldık. Ayrıca Esas Gayrimenkul olarak sürdürülebilirlik çalışmalarımızı teşvik eden, çalışanları dahil eden, kapsayıcı projelerimizle 2025 Sosyal Sorumluluk ve Gönüllülük kategorisinde 2025 yılı ödül adayları arasına girdik.
SEZGİN DİZ I SUNAR YATIRIM İK GENEL MÜDÜR YARDIMCISI
“İNSANİ İLİŞKİLER ÖN PLANDA
“Z kuşağı sadece iş arkadaşlarıyla değil, aynı zamanda organizasyonun farklı seviyelerindeki insanlarla da anlamlı ilişkiler kurmayı tercih ediyor. Bu, onların iş yerine olan bağlılıklarını artırırken, aynı zamanda iş yerindeki genel ruh halini ve verimliliği de olumlu yönde etkiliyor. Sendromsuz ofis güvenli bir çalışma ortamı, güçlü sosyal bağlar, pozitif ve köklü bir kültürle insani ilişkilerin ön planda olduğu bir yer olmalı.”
Yeni yetenekler iş yerinde sadece maaş değil, aynı zamanda kişisel ve profesyonel gelişimlerini sürdürebilecekleri, kendilerini güvende hissedebilecekleri ve değerli katkılar sağlayabilecekleri bir ortam arıyor. Bu ortamı “sendromsuz ofis” olarak tanımlamak sadece fiziksel çalışma koşullarından değil, aynı zamanda iş yerindeki psikolojik iklimden de kaynaklanıyor. Z kuşağı, bu tür bir ortamda kendini rahatça ifade edebilecek, hatalarından öğrenebilecek ve topluluklarının bir parçası olarak değerli hissedebileceklerini düşünüyor.
POZİTİF KÜLTÜR ÖNEMLİ
Pozitif bir kültürün varlığı, Z kuşağı için en önemli faktörlerden biri haline geldi. Bu kültür, açık iletişimi, destekleyici liderliği ve kapsayıcılığı içeriyor. Ayrıca sosyal bağların güçlü olduğu bir iş ortamı, yalnızca profesyonel başarıyı değil, aynı zamanda kişisel tatmini de artırıyor. Z kuşağı sadece iş arkadaşlarıyla değil, aynı zamanda organizasyonun farklı seviyelerindeki insanlarla da anlamlı ilişkiler kurmayı tercih ediyor. Bu, onların iş yerine olan bağlılıklarını artırırken, aynı zamanda iş yerindeki genel ruh halini ve verimliliği de olumlu yönde etkiliyor. Bunun yanı sıra Z kuşağı dijital dünyada büyüdü, sosyal ağlar ve çevrimiçi yorumlar aracılığıyla şirketlerin kültürünü ve değerlerini araştırıyor. Bu yüzden, yalnızca şirket içindeki deneyim değil, dışarıdan görünen imaj da onlar için büyük önem taşıyor. İnsanlar arasındaki ilişkiler ve organizasyonel şeffaflık, Z kuşağının iş seçiminde belirleyici faktörlerden biri oluyor. Sendromsuz ofis; güvenli bir çalışma ortamı, güçlü sosyal bağlar, pozitif ve köklü bir kültür ile insani ilişkilerin ön planda olduğu bir yer olmalı. Sunar’ın değerler ekosistemi de bu güçlü yapı üzerinde yükseliyor.
İÇ İLETİŞİM GÜNLERİ
Çalışanlarımızın iş yerinde motivasyonlarını artırmak için uyguladığımız aktiviteler, iç iletişim günleri, sosyal etkinlikler, çalışanlarımızın kendilerinin karar verdiği sosyal çalışmalar bu yıl da devam edecek. 2024 yılında Sunar Un fabrikamızı devreye aldık. Buradaki yemekhane, giyinme ve dinlenme odaları, eğitim salonları, çalışma ve destek ofislerinin benzerlerini Adana’daki kampüsümüzde de yeniden inşa edeceğiz. Yeni başladığımız idari bina tesisimizle kampüsümüzün birçok sosyal ve idari alanı değişmiş olacak. Ofiste mutluluğu sağlamak, yalnızca fiziksel şartları iyileştirmekle sınırlı değil; bunun yanı sıra şirket kültürünü, iletişim tarzını ve bireysel gelişim fırsatlarını da sürekli olarak güçlendirmek gerekir. Çalışanların ofise mutlu gelmesi, birden fazla faktörün uyumlu bir şekilde bir araya gelmesiyle mümkün olur. İlk olarak şirket kültürü büyük bir rol oynar.
DAHA VERİMLİ DAHA MUTLU
Çalışanlar, kendilerini değerli hissettikleri bir ortamda daha verimli ve mutlu olur. Bu kültür, açık iletişim, şeffaflık ve güven üzerine kurulmalı. Pozitif iletişim, sadece yöneticilerin çalışanlarıyla değil, tüm ekip üyelerinin birbirleriyle sağlıklı ve destekleyici bir dil kullanmasıyla güçlenir. Çalışanlar, fikirlerini rahatça paylaşabilecekleri bir ortamda kendilerini daha değerli hisseder. Bireysel gelişim fırsatları sunmak da oldukça önemli. Çalışanların kariyerlerini geliştirebilmeleri, yeni beceriler öğrenebilmeleri ve hedeflerine ulaşabilmeleri için sürekli eğitimler, mentorluk programları ve kariyer planlaması gibi fırsatlar yaratmak, onların işlerine olan bağlılıklarını artırır.
OLCAY YILMAZ NOMAK I MİGROS İK VE ENDÜSTRİ İLİŞKİLERİ GENEL MÜDÜR YARDIMCISI
“EMEKLİ OLANA KADAR DENEYİM”
“Çalışan deneyimi yolculuğunu iş ilanlarımızın fark edilmesinden başlatıp iş başvurusu ve yetenek kazanımı süreciyle devam eden, hatta çalışanın işten ayrılmasına, emekli olmasına kadar geçirdiği süreci kapsayacak şekilde tasarlıyoruz."
Çalışan deneyimi yönetimi ile ilgili tüm faaliyetlerimizi şirket stratejilerimiz ile uyumlu olarak tasarladığımız işveren markamız çatımızın altında topladık. Bu doğrultuda Migros’ta tüm çalışanların yeteneklerini ve potansiyelini keşfedip daha iyi bir geleceği birlikte tasarlamalarını, gelişerek ve geliştirerek dönüşüme liderlik etmelerini, deneyimleyerek başarmalarını, başarılarının ve keyifli anlarının tadını birlikte paylaşarak çıkartmalarını sağlayacak “iyi iş” ortamını sunarak “iyi gelecek” vaat ettiğimiz işveren marka değer önermemize “İyi İş İyi Gelecek” ismini verdik.
“YOLCULUĞU TASARLIYORUZ”
Çalışan deneyimi yolculuğunu iş ilanlarımızın fark edilmesinden başlatıp, iş başvurusu ve yetenek kazanımı süreciyle devam eden, hatta çalışanın işten ayrılmasına, emekli olmasına kadar geçirdiği süreci kapsayacak şekilde tasarlıyoruz. Burada yol göstericimiz, çalışan deneyimi yolculuğu durakları olan temel adımları belirleyerek oluşturduğumuz çalışan deneyimi yolculuğu haritamızdır.
EBRU TAŞÇI FİRUZBAY I GARANTİ BBVA GENEL MÜDÜR YARDIMCISI
“SAĞLIKLI VE GÜVENLİ ORTAM YARATIYORUZ”
“Çalışanlarımız ve müşterilerimiz için sağlıklı, güvenli ve sürdürülebilir bir ortam yaratma kararlılığımızı gösteriyoruz. Yaptığımız çalışmalarla ödül almaktan gurur duyuyor, aynı hassasiyetle çalışmaya devam ediyoruz.”
İş sağlığı ve güvenliği, Garanti BBVA olarak iş yapış şeklimizin ayrılmaz bir parçası. Bu alanda attığımız her adımda çalışanlarımızın ve müşterilerimizin sağlığını ve güvenliğini en öncelikli konu olarak görüyoruz.
“EN İYİ UYGULAMALARI DİKKATE ALIYORUZ”
Ulusal mevzuatla sınırlı kalmadan uluslararası standartlarda en iyi uygulamaları dikkate alıyoruz. British Safety Council gibi bağımsız bir otoritenin yaptığı değerlendirmeler ışığında prestijli ödüle üst üste altı yıl boyunca layık görülmemiz, çalışanlarımız ve müşterilerimiz için sağlıklı, güvenli ve sürdürülebilir bir ortam yaratma kararlılığımızı bir kez daha göstererek uluslararası alanda belgelemiş oldu. Yaptığımız çalışmalarla bu ödülü almaktan gurur duyuyor, aynı hassasiyetle çalışmaya devam ediyoruz.
ÜLFET BAYKENT UYSAL I DIAGEO TÜRKİYE İK DİREKTÖRÜ
“HİYERARŞİDEN UZAĞIZ”
“Hiyerarşiden uzak, şeffaf ve kapsayıcı bir ortam yaratmak için çalışıyoruz. Dijitalleşme, kişiselleştirilmiş gelişim imkanları ve daha interaktif ofis etkinlikleriyle çalışan deneyimini ileri taşıyoruz. İletişim ve bağımızı güçlendirecek, başarılarımızı kutlamaya ve birlikte eğlenmeye devam edeceğimiz yeni aktiviteler de yolda.”
Sendromsuz bir ofis çalışanların kendilerini geliştirebildiği, değerli hissettiği ve etki yaratabildiği bir kültürle başlıyor. Biz de Diageo Türkiye olarak hiyerarşiden uzak, şeffaf ve kapsayıcı bir ortam yaratmak için çalışıyoruz. “Your Voice” anketimiz aracılığıyla çalışanlarımızdan düzenli geri bildirim alıyor, çalışmak istediğimiz ortamı birlikte yaratabilmek için harekete geçiyoruz. Esnek çalışma düzenimiz, insanı odağına alan kültürümüz ve markalarımızla özdeşleşmiş ofis ortamımızla motivasyonu yüksek tutuyoruz.
PAYLAŞIM VE KUTLAMA ALANI
Ofisi sadece çalışma değil, paylaşım ve kutlama alanı olarak görüyoruz. Her pazartesi günü saat 15.30 itibarıyla ofiste olan arkadaşlarımızla düzenlediğimiz tadım etkinlikleriyle sosyalleşiyor, her gün her yerde yaşamı kutlama amacımızı yaşatıyoruz. Ekipler belirledikleri günlerde ofise gelerek yüz yüze ekip toplantılarını yapabiliyor. Çalışma düzeni dışında da çalışanlarımıza kendilerini sürekli geliştirip anlamlı işler yapabilecekleri alanlar yaratmaya çalışıyoruz. Çalışanların mutluluğunu ve esenliğini zihinsel, fiziksel, sosyal ve finansal olarak ele alıyoruz. Esenlik için destek hatları, dijital sağlık platformları, özel gün izinleri ve finansal bilinç oturumları sunuyoruz. “Bir Fikrim Var” platformuyla çalışanların sunduğu fikirleri hayata geçiriyoruz. Kutlamaya önem veriyor, bireysel ve takım katkılarını “Celebrate” isimli ödül platformumuz üzerinden kutluyoruz.
TANSEL VARAN I AYDEM ENERJİ İK VE SÜRDÜRÜLEBİLİRLİK GRUP BAŞKANI
“EŞİT HAYAT İNİSİYATİFİMİZLE ŞEKİLLENDİRİYORUZ”
“Aydem Eşit Hayat inisiyatifimiz ile işe alım süreçlerimizden çeşitlilik ve kapsayıcılık eğitimlerimize tüm süreçlerimizi toplumsal fırsat eşitliği odağında şekillendiriyoruz.”
Kadın temsilinin düşük olduğu enerji sektöründe kapsayıcı bir yaklaşımla, kadın çalışma arkadaşlarımızın sayısını her kademede artırma hedefiyle çalışıyoruz. Birleşmiş Milletler Kadının Güçlenmesi Prensipleri’nin (WEPs) imzacısı olarak kadınların her alanda güçlenmesi için önemli adımlar atıyoruz.
FIRSAT EŞİTLİĞİ
Aydem Eşit Hayat inisiyatifimiz ile işe alım süreçlerimizden çeşitlilik ve kapsayıcılık eğitimlerimize tüm süreçlerimizi toplumsal fırsat eşitliği odağında şekillendiriyoruz. Sabancı Üniversitesi danışmanlığında yayımladığımız ‘Aydem Enerji Aile İçi Şiddetle Mücadele Prosedürü’ ile tüm Aydem Enerji ekiplerinin aile içi şiddet konusunda bilinçlenmesini sağlıyoruz. Toplumsal fırsat eşitliğinin sağlanması ve kadınların istihdamda da güçlenmesi için çalışmalarımızı sürdürmekte kararlıyız.
AYŞEGÜL GÜRKALE I ENERJİSA ÜRETİM İNSAN VE KÜLTÜR GENEL MÜDÜR YARDIMCISI
OFİSİ İNŞA EDEBİLİRSİNİZ AMA ONA RUH KAZANDIRMAK KÜLTÜRLE MÜMKÜNDÜR
“Bir ofis tasarlarken ilham verebilecek ve her gün ne için çalıştığımızı da bizlere hatırlatacak çok oyuncaklı bir işimiz var. Ofislerimize bu gözle baktığımızda ofisin her bir alanında işimizin bir unsurunu oyun tasarımı gibi yaşamak mümkün. Burada deneyime odaklanmak ve fiziki koşullar kadar, psikolojik güvenlikte de hissedilen, empatinin, geri bildirimin, neşenin ve mizahın olduğu pozitif bir ortamı sağlayacak her türlü ideali yaşamak önemli hale geliyor.”
Bir İK lideri olarak “sendromsuz ofis” yaratmayı nasıl başardınız?
Öncelikle şunu söylemek isterim, çağının çok ilerisinde, insanların mutlu bir şekilde geldiği ve üretkenliklerini, yaratıcılıklarını artıran, zamanın nasıl aktığını hissettirmeyen, sizin tabirinizle de sendromsuz bir ofisi yaratmak sadece bir İK konusu değil. Benim burada aktaracağım her şey, yalnızca bir bina inşa etmekten çok daha fazlası… Enerjisa Üretim’in tüm santrallerinin ve ofislerinin yapımında hem akıllarını hem kalplerini ortaya koyan CEO’muzdan başlayarak, tüm yöneticilerimizin, tüm idari işler ekiplerimizin, harika işler çıkaran mimarlarımızın ve en önemlisi de yeni bir ofise taşınırken, dile getirilen beklentilerin ve o gün belki de “Bu da olur mu ki acaba?” denilen hayallerden doğan müthiş fikirleriyle sürece yön veren çalışanlarımızla gerçekleşti. Dahası bir binayı donatmak yetmez, esas olan oraya ruh verebilmektir. O ruh ise nefesini şirketin kültüründen alır. İşte bu kültür, her gün Enerjisa Üretim ofislerimizi daha mutlu, yaratıcı ve yaşanır bir ortama dönüştüren çalışma arkadaşlarımızla, tedarikçilerimizle ve misafirlerimizle birlikte nefes alıyor. Aynı zamanda inanıyoruz ki, Enerjisa Üretimli bir kez olan, her zaman Enerjisa Üretimlidir; çünkü burası, yolu bir şekilde Enerjisa Üretim’den geçen herkese daima açık.
Pazartesi günleri çalışanların koşarak geldiği bir ofis yaratmak için hangi kazanımları edindiniz?
Bu konuyu bütünsel ele alacak olursak, her şeyden önce insanın işinde mutlu olması, yeteneklerini kullanabilmesi, yaptığı işin kendinden daha büyük bir amaca hizmet ettiğini görebilmesi ve kendi değerleri ile uyumlu bir ortamda olabilmesi gerekir. Güzel bir ofis önemlidir ancak yeterli değildir. Bu nedenle diğer her şeyle birlikte insanın kendini ifade edebildiği hem çok rahat hem çok üretken hissedebildiği bir ofis için öncelikle “insan ne ister” sorusuna baktık. Enerjisa Üretim’deki iş alanlarımız üçe ayrılıyor. 5 farklı teknolojide enerji üretimi yapan Türkiye’nin kurulu güçte en büyük özel sektör şirketiyiz. Beraberinde Hollanda merkezli enerji ticareti şirketimiz Enerjisa Commodities var ve yine Hollanda merkezli dijital enerji çözümleri sunan Senkron Digital şirketimiz var. Bu iş alanlarına baktığımızda, bir ofis tasarlarken aslında ilham verici ve her gün ne için çalıştığımızı bizlere hatırlatan, çok renkli ve çok yönlü bir işimiz var diyebiliriz. Bu gözle baktığımızda ofisin her bir alanında işimizin bir unsurunu oyun tasarımı gibi yaşamak mümkün. Burada deneyime odaklanmak ve fiziki koşullar kadar, psikolojik güvenlik hissinde de duyulan empatinin, geri bildirimin, neşenin ve mizahın olduğu pozitif bir ortamı sağlayacak her türlü ideali yaşamak önemli hale geliyor.
Çalışanları mutlu etmenin, ofiste mutluluğun formülü nedir? Siz neler yaptınız da çalışanlar ofise mutlu geliyor?
Bu konuyu da diğer tüm unsurlardan bağımsız düşünmek mümkün değil. Enerjisa Üretim ofislerimizde çalışanlarımızın mutlu hissetmek için ihtiyaç duyacağı her konuya odaklanıyoruz. Rahat fiziksel koşullar, ergonomik çalışma araçları, açık ve kapalı ortak alanlar, spor salonları, bireysel antrenman yapabilecekleri alanlar, lezzetli yemekler ve sağlıklı beslenme alternatifleri bunlardan bazıları. Bunların ötesinde özellikle ben şu iki kazanımımıza değinmek isterim. Merkez ofisimizde çocuklar için özel olarak tasarlanmış bir oyun alanımız bulunuyor. Çocuklu çalışanlarımızın hayatını kolaylaştırmak amacıyla, çocuklar okul çıkış saatlerinde servisle ofise gelebiliyor; özel günlerde ve tatil dönemlerinde ise bu alanda hem eğlenmeye hem de öğrenmeye devam edebiliyorlar. Aynı zamanda özellikle pandemiyle birlikte artan evcil hayvan sahipliği ile onların bakımı da ayrı bir konu. Ofisimiz, hayvan dostlarımıza her zaman açık. Kısacası burası, yalnızca mutlu çalışmak için değil; çalışanların arkadaşlarını, eşini, çocuğunu gönül rahatlığıyla getirebildiği, güvende ve iyi hissettiği bir alan. Öyle ki, hafta sonları bile gelip burada vakit geçiren ekip arkadaşlarımız var.
Yeni yetenek kazanımında “sendromsuz ofis” olduğunuzu nasıl anlatıyorsunuz? Bu yeni yetenekler ve Z kuşağı için ne kadar önemli?
Enerjisa Üretim olarak daha güzel bir gelecek için enerji üretiyoruz. Daha iyi yarınlar adına, insanların deneyimlerini çoğaltmak adına daha fazla seçenek sunuyoruz. Türkiye genelindeki santrallerimizde ve hâlihazırda devam eden yenilenebilir enerji yatırımlarımızda, herkes için değer yaratacak adımları atmak adına sürekli düşünüyor, daha iyisini nasıl yapabileceğimizi sorguluyoruz. Artık bilgiye ulaşmak çok kolay, yeni kuşaklar için ise çocuk oyuncağı diyebiliriz. Bu nedenle hem öğrenciler hem de iş hayatına yeni giren genç yetenekler hem de profesyoneller için çalışma ortamı olarak en iyisini isterken, tedarikçilerimiz için de aynısını arzu ediyoruz. Yapılandırılmış programlarımızla da bu amacımızı destekliyoruz. Genç yetenekler için geliştirdiğimiz Nextchanger Genç Yetenek Programı, bu yaklaşımın en güzel örneklerinden biri. Üniversiteden yeni mezun olmuş arkadaşlarımızın aramıza katıldığı programda, onlara sadece iş yapış şeklini öğretmeyi değil; liderlik, teknik yetkinlik ve kişisel gelişim anlamında güçlü bir altyapı sağlamayı hedefliyoruz. Rotasyonlar, mentorluklar, santral ziyaretleri, sosyal sorumluluk projeleriyle çok yönlü bir gelişim fırsatı sunuyoruz. Bir diğeri programımız ise Energy Youth College. Henüz öğrenciyse, bize katılan genç yeteneklere gerçek iş ortamlarında ve gerçek ekiplerde deneyim kazandırıyoruz. Sadece teorik bilgi değil; onları dönüştüren, motive eden pratik deneyimlerle büyütüyoruz. Ayrıca kadın üniversite öğrencilerinin enerji sektöründe daha güçlü yer alması için geliştirdiğimiz Womentum programı, kişisel gelişim, sürdürülebilirlik ve liderlik eğitimleriyle onlara ilham veriyor. REDKA (Rüzgarı Enerjiye Dönüştüren Kadınlar) programı ise kadın mühendis ve teknisyenlerin sahada daha görünür olmalarını sağlıyor, bu da bizim için çok değerli bir adım. Tedarikçilerimize yönelik düzenlediğimiz Tedarikçi Buluşması bunlardan bazıları.
2025’te çalışanlar ve iş yeri ortamı için yeni sürprizleriniz olacak mı?
Enerjisa Üretim'de hepimiz daha iyi yarınlar için çalışıyoruz. Etki alanımızdaki herkesin ve her şeyin daha iyi olmasından kendimizi sorumlu hissediyoruz. Bu nedenle bizim değer vaadimiz de “Bizimle Değişir”. 2025 yılı için de elbette ki daha iyisi için üretmeye devam edeceğiz. Çünkü inanıyoruz ki her şey bizimle değişir.