CMO’LAR MARKA DEĞERİNİ, MÜŞTERİ BAĞLILIĞINI VE İŞ SONUÇLARINI SOMUT ŞEKİLDE ARTIRARAK MARKALARINI GLOBAL ÖLÇEKTE HANGİ KONUMA TAŞIDI?
GLOBALDE FARKLILAŞTIRACAK HANGİ TRENDLERİ VE TEKNOLOJİLERİ İZLİYORLAR? TÜRKİYE’DEN ÇIKAN MARKALAR OLARAK ONLARI HANGİ FIRSATLAR VE ZORLUKLAR BEKLİYOR? MULTINET UP CMO’SU BORA IŞIK, PAZARLAMANIN STRATEJİK BİR KALDIRAÇ OLDUĞUNU KANITLADIKLARINI ANLATIYOR. TAVUK DÜNYASI CMO’SU CEYLAN ÖZMEN “ÖNCELİĞİMİZ MİSAFİR DENEYİMİ” DİYOR. YEMEKSEPETİ PAZARLAMA DİREKTÖRÜ YASEMİN BAHAR, 10 BİNDEN FAZLA İŞLETMEYİ NASIL DİJİTALLEŞTİRDİKLERİNİ ANLATIYOR. ALTERNATİF BANK MARKA, İLETİŞİM, SÜRDÜRÜLEBİLİRLİK VE MÜŞTERİ DENEYİMİ MÜDÜRÜ HANDE YAĞCI, “ENGELLERİ KALDIRMAYA ODAKLANDIK” DİYOR. ABDİ İBRAHİM REÇETELİ ÜRÜNLER PAZARLAMA VE SATIŞ GRUP BAŞKANI FİGEN BİLGEN, “REKABETİ SEVİYORUZ” DİYOR. MCDONALD’S TÜRKİYE CMO’SU ÖZDEŞ DÖNEN ARTAK, “DÖNÜŞÜMÜ HIZLANDIRDIK” DİYOR. TÜRK TELEKOM PAZARLAMA VE MÜŞTERİ DENEYİMİ GENEL MÜDÜR YARDIMCISI ZEYNEP ÖZDEN İSE “MÜŞTERİ DENEYİMİNİ MERKEZE ALIYORUZ” DİYE KONUŞUYOR. »
GÜVEN BORÇA I g.borca@businesslife.com.tr
İNSAN, İÇGÖRÜ, İCRAAT
Pazarlama artık “reklam” değil. Büyümenin dişlisi. Şirketin motoru. Bugün oyunun adı üç kelime: İnsan, İçgörü, İcraat. Deneyim tek bir kanala sığmıyor; müşteri yolculuğu bir bütün. Temas noktası iyiyse marka büyür, değilse kampanya çöker. Glocal akıl şart, evrensel standardı korurken yerel sezgiyi kaybetmeyeceksin. Sürdürülebilirlik PR dosyası değildir; ürün, süreç ve kültüre gömülmediği sürece inandırıcı olmaz. Konumlandırmayı netleştirmek şart.
“Biz kimiz, kime ne fayda sağlıyoruz?” cevabın yoksa bütçen boşuna. Ölç, öğren, ölçekle. Otomasyonu akılla evlendir. AI tek başına mucize değil; doğru brief, doğru veri, doğru etik lazım. Deneyimi kişiselleştir, değer zincirine yay. Pazarlama sadece iletişim değil; ürün, fiyat, kanal, hizmet. Hepsi aynı hikâyeyi anlatacak. Pazarlama, yarın değil bugün fark yaratır. Doğru konum, doğru içgörü, doğru icraat… Gerisi hikaye. Bugünün rekabetinde öne çıkan formül net: Veriyle yöneten, içgörüyle tasarlayan, AI ile hızlanan pazarlama organizasyonları, büyümenin sürdürülebilir kaynağına dönüşüyor. Sürdürülebilirlik ve toplumsal değer projeleri, marka vaadini somut sonuçlara çeviriyor.
BORA IŞIK I MULTİNET UP CMO’SU
“PAZARLAMANIN STRATEJİK BİR KALDIRAÇ OLDUĞUNU KANITLADIK”
“Pazarlama, bugün MULTINET UP’ın büyüme motoru konumunda. Beş yıldır düzenli olarak yaptığımız pazar araştırmaları doğrultusunda 4 yıldır toplam bilinirlikte MultiNet yemek kartı olarak birinci sıradayız. Pazarlamanın stratejik bir kaldıraç olduğunu kanıtladık.”
Multinet Up olarak son beş yılda pazarlamayı bir iletişim birimi olmanın ötesinde, iş sonuçlarına doğrudan etki eden stratejik bir oyuncu haline getirdik. Öncelikle markamızın varlık nedenini, paydaşlarımızın işlerine operasyonel verimlilik katarak büyümesini hızlandırmak olarak netleştirdik. Bu vizyonla bir yandan şirketlerin operasyonlarını kolaylaştıran, diğer yandan çalışanların hayatına dokunan çözümler geliştirdik. İnsan ve teknolojiyi dengeleyen, veri odaklı ve yapay zeka destekli bir pazarlama organizasyonu kurduk. 300’den fazla AI aracını aktif kullanarak operasyonel yükü azalttık, ekiplerimizi yaratıcılığa ve stratejiye odakladık. Bu dönüşüm sayesinde satış ekibimize her ay ortalama 20.000 kaliteli lead sağlıyor, yeni müşteri kazanımı, müşteri bağlılığı ve potansiyel artışı hedeflerinde somut katkı sunuyoruz.
BÜYÜME MOTORU
Pazarlama, bugün Multinet Up’ın büyüme motoru konumunda. 5 yıldır düzenli olarak yaptığımız pazar araştırmaları doğrultusunda 4 yıldır toplam bilinirlikte MultiNet yemek kartı olarak birinci sıradayız. AI destekli otomasyonlarla kişiselleştirilmiş deneyimler sunuyor, her ay 54.000 lead üretiyor ve 20.000 kaliteli lead ile satışa güçlü destek sağlıyoruz. Bu yaklaşım churn oranımızı yüzde 52 düşürürken, up-sell tarafında yüzde 82 artış sağladı. Tüm bunlarla pazarlamanın stratejik bir kaldıraç olduğunu kanıtladık.
REKABET AVANTAJI
Yapay zeka, pazarlamanın geleceğini şekillendiren en kritik unsur. Biz de bu nedenle teknolojiyi stratejimizin merkezinde konumlandırıyoruz. Eye-Tracking analizlerinden kampanya optimizasyonlarına, içerik üretiminden müşteri etkileşim yönetimine kadar pek çok alanda AI’dan yararlanıyor; karar süreçlerimizi veriyle besliyoruz. Bu yaklaşım, görsel tercihlerden iletişim tonuna, medya planlamasından müşteri yolculuğu tasarımına kadar her adımda ölçümlenebilir ve etkili sonuçlar almamızı sağlıyor. Ancak bizi global pazarda farklılaştıracak olan yalnızca bu teknolojik kas değil, aynı zamanda insan odaklı yaklaşımımız.
“TEKNOLOJİYİ İNSAN DENEYİMİYLE BULUŞTURUYORUZ”
REKABET AVANTAJI Teknolojiyi insan deneyimiyle buluşturarak müşterilerimizin ve çalışanlarımızın hayatına değer katan çözümler geliştiriyoruz. Kısacası geleceği tanımlayan trendler arasında yer alan yapay zekayı, veri analitiğini ve otomasyonu insana dokunan bir marka anlayışıyla bütünleştiriyoruz. Bu çalışmalarımız da Multinet Up’ın global yolculuğunda sürdürülebilir rekabet avantajı yaratıyor.
İLHAM VERİCİ Türkiye gibi hızlı değişen bir pazarda deneyim kazanmak bizi global ölçekte daha çevik ve uyumlu kılıyor. En büyük fırsatımız yeniliklere açık, teknolojiyi içselleştirmiş bir kültüre sahip olmamız. Zorluk ise farklı regülasyonlara ve kültürel dinamiklere hızlı uyum sağlama gerekliliği. Ancak biz Multinet Up’ın inovatif ruhu, teknolojik kası ve insan odaklı yaklaşımıyla bu yolculukta hem rekabetçi hem ilham verici bir marka olarak ilerlemeye devam ediyoruz.
CEYLAN ÖZMEN I TAVUK DÜNYASI CMO’SU
“ÖNCELİĞİMİZ MİSAFİR DENEYİMİ"
“Türkiye’den doğan güçlü bir marka olarak 56 şehirde 320’den fazla restoranımızla hizmet veriyor ve yurt dışında da büyümemizi sürdürüyoruz. Önceliğimiz her zaman misafirlerimize güvenilir, samimi ve unutulmaz bir deneyim sunmak olacak.”
Tavuk Dünyası olarak en önemli önceliğimiz, misafirlerimizle güçlü bağ kurmak. “Hayat İyi Bi’ Yemeği Hak Eder” vizyonumuzla iletişimimizi samimi, ulaşılabilir ve deneyim odaklı kurguluyoruz. Böylece yalnızca restoranlarımızda değil, tüm temas noktalarında misafirlerimizin yanında olmayı önemsiyoruz.
“İÇGÖRÜLERLE ŞEKİLLENDİRİYORUZ”
Geri bildirimleri düzenli olarak analiz ediyor, menü geliştirmeden hizmet kalitesine kadar pek çok sürecimizi bu içgörülerle şekillendiriyoruz. “Kendi Tabağını Oluştur” uygulamamız da bu anlayıştan doğdu. Misafirlerimizin damak tatlarına uygun tabaklar oluşturabilmesi bağlılığı güçlendiren en somut adımlarımızdan biri oldu. Önümüzdeki dönemde veri analitiği, kişiselleştirme ve sürdürülebilirlik trendlerinin Tavuk Dünyası’nı sektörde farklılaştıracağına inanıyoruz. Bizim için ‘iyi yemek’ sadece restoranda yaşanan bir deneyim değil; topluma değer katmanın da güçlü bir aracı. Üç yılı aşan Askıda Ne Var iş birliğimiz ile 13 binden fazla menüyü gençlere ulaştırırken 10 binden fazla öğrenciyi kültür-sanat ve spor etkinlikleriyle destekledik. #BizdenOlsun projesine katkı sağlamak amacıyla üniversite yemekhanelerine 25 bin öğün askıya bıraktık. Ayrıca “Milli Basketbol Takımları Resmî Beslenme Sponsoru” olarak Türk basketboluna verdiğimiz desteği sürdürüyoruz. Basketbol gibi yüksek fiziksel ve zihinsel dayanıklılık gerektiren bir branşta, doğru ve dengeli beslenmenin önemine inanıyor ve “İyi Takım İyi Yemek” diyoruz.
SANAT VE TASARIMLA YENİ BOYUT
İletişim stratejimizin merkezinde yer alan “Hayat iyi bi’ yemeği hak eder” söylemine bu yıl sanat ve tasarımla yeni bir boyut kazandırdık. İkonik tabağımızı bir sanat tuvaline dönüştürerek başlattığımız “Tabakta Sanat Tasarım Yarışması”, gastronomiyi tasarımla, iş sonuçlarını da toplumsal değerlerle buluşturuyor. Doğadan ilham alan bu projemiz, Tavuk Dünyası’nda hazırlanan her tabağın, doğanın bize sunduğu çeşitlilikten aldığı ilhamı yansıttığının aktarıldığı güçlü bir manifesto oldu. Türkiye’den doğan güçlü bir marka olarak, 56 şehirde 320’den fazla restoranımızla hizmet veriyor ve yurt dışında da büyümemizi sürdürüyoruz. Önceliğimiz her zaman misafirlerimize güvenilir, samimi ve unutulmaz bir deneyim sunmak olacak. Son yıllarda aldığımız Effie ve Kotler gibi prestijli ödüller, doğru yolda olduğumuzu gösteriyor. BUSINESS LIFE Dergisi’nin yayınladığı “Türkiye’nin Değer Yaratan 50 CMO’su” araştırmasında yer almak da bu yolculukta ayrı bir gurur kaynağı. Deneyim odaklı inovasyonlarımızı ve topluma dokunan projelerimizi büyüterek, sektördeki öncü konumumuzu daha da sağlamlaştıracağız.
YASEMİN BAHAR I YEMEKSEPETİ PAZARLAMA DİREKTÖRÜ
“10 BİNDEN FAZLA İŞLETMEYİ DİJİTALLEŞTİRDİK”
“Dijital dönüşümün Türkiye’deki öncülerinden biriyiz. 2001 yılından beri sektörde liderliğimizi koruyarak on binlerce restoranın dijitalleşmesine destek verdik. 2021 yılında kurulan Mahalle fonksiyonumuzla da mahalle esnaflarının dijital dönüşümüne katkı sağlıyoruz. Bugüne kadar Yemeksepeti Mahalle ile 10 binin üzerinde işletmeyi dijitalleştirdik.”
Pazarlama ekibimizle birlikte pazarlamayı şirketin stratejik büyüme motoru olarak yeniden kurguladık. Veriyi herkesin konuştuğu ortak dile dönüştürmek, yapay zekayı karar alma süreçlerimizin merkezine yerleştirmek ve “test ve learn” kültürünü organizasyona yaymak bu dönüşümün ana hatlarını oluşturdu. Ekibime her projeyi bir öğrenme alanı olarak görmeyi, yeniliklerden korkmamayı ve hızlı hareket etmeyi aşılamanın, Yemeksepeti’ne bugüne kadarki en kalıcı katkım olduğunu düşünüyorum. Bugün Yemeksepeti, pazarlama vizyonunu sadece kampanyalara değil, ürün geliştirmeden müşteri deneyimine kadar her alana entegre eden, çevik ve geleceğe hazır bir yapıya kavuştu. Bu değişimin iş sonuçlarımıza da doğrudan etki ettiğini gözlemliyoruz. Ciro, işlem adeti ve aktif kullanıcı sayısı gibi iş hedeflerinde pandemi döneminden bu yana en yüksek sonuçları elde ettik.
“GRUBA DA SEKTÖRE DE YÖN VERİYORUZ”
Yemeksepeti olarak, dijital dönüşümün Türkiye’deki öncülerinden biriyiz. 2001 yılından beri sektörde liderliğimizi koruyarak on binlerce restoranın dijitalleşmesine destek verdik. 2021 yılında kurulan Mahalle fonksiyonumuzla da mahalle esnaflarının dijital dönüşümüne katkı sağlıyoruz. Bugüne kadar Yemeksepeti Mahalle ile 10 binin üzerinde işletmeyi dijitalleştirdik.
Global ölçekte de Delivery Hero çatısı altındaki en büyük ve önemli markalardan biriyiz. Örneğin, Türkiye’de başlattığımız “Sepette” kampanyamız, grup içinde örnek uygulama olarak seçilerek Avrupa ve Asya Pasifik bölgesindeki kardeş markalarımıza ihraç edildi. Böylece sadece Türkiye’de değil, global ölçekte de inovasyonlarımızla hem grubumuza hem de sektöre yön veren markalardan biri konumundayız. Marka ruhumuzu 'Keyfin Yerine Gelsin' yaklaşımıyla yani fonksiyonel bir hizmetten duygusal bir partnere dönüşerek inşa ediyoruz. Müşteri bağlılığını ise sadakat programımız YeClub gibi programlarla, veriye dayalı ve kişiselleştirilmiş avantajlar sunarak perçinliyoruz.
PAZARLAMANIN DİJİTALLEŞMESİ
Dijitalleşme ve teknoloji bizim için sadece sistemsel bir dönüşüm değil kullanıcıya daha yakın olmanın, hayatlarına daha hızlı, daha akıllı ve daha kişisel bir şekilde dokunmanın yolu. Pazarlama iletişimimiz de tam bu sürecin vitrini. Geliştirdiğimiz her teknolojik çözümün, kullanıcı nezdinde bir karşılık bulabilmesi için onun dilini konuşmamız, ihtiyacını hissetmemiz ve bunu doğru tonla anlatmamız gerekiyor.
“KÜRESEL BİRİKİMDEN FAYDALANIYORUZ”
İYİ UYGULAMALAR Yemeksepeti adına en büyük fırsatın Delivery Hero gibi büyük ve çok uluslu bir yapının içerisinde yer almak olduğunu düşünüyorum. Bu sayede birçok farklı ve başarılı markanın küresel bilgi birikiminden faydalanıyor ve bu gücü Türkiye’ye özgü çözümlere dönüştürüyoruz. Farklı ve iyi uygulamaları alabiliyoruz. Bu yapı, bizi sadece yerel bir oyuncu değil, aynı zamanda uluslararası bir marka haline getiriyor.
DAHA DİNAMİK Zorluk kısmına gelecek olursak Türkiye diğer Delivery Hero pazarlarına/markalarına göre ekonomik anlamda kullanıcının hassas ve rekabetin yoğun olduğu bir ülke. Dolayısıyla bu zor şartlar altında kazanmak için sürekli yeni bakış açıları ve projeler geliştirmek zorundasınız. Ancak bu zorluklar Yemeksepeti’ni daha dinamik ve kullanıcı dostu çözümler üreten bir marka haline getiriyor.
HANDE YAĞCI I ALTERNATİF BANK MARKA İLETİŞİM SÜRDÜRÜLEBİLİRLİK VE MÜŞTERİ DENEYİMİ MÜDÜRÜ
“ENGELLERİ KALDIRMAYA ODAKLANDIK”
“Alternatif Bank, müşteri deneyimini odağına alan ve engelleri kaldırmaya odaklanan bir marka olarak sektöründe fark yaratıyor. Bugün geldiğimiz noktada, erişilebilir ve kapsayıcı bankacılık yaklaşımımız sayesinde, sadece müşteri bağlılığımızı artırmakla kalmadık aynı zamanda toplumda güven ve değer yaratan bir marka konumu elde ettik.”
Alternatif Bank olarak kurumsal itibarı korumak ve artırmak üzere 360 derece bir bakış açısıyla daha kapsayıcı ve erişilebilir iletişim çalışmalarına devam ediyoruz. Son beş yılda iletişim ve pazarlama ekibi olarak bankamıza sağladığımız en büyük katkı, markamızın stratejik dönüşümünü insan odaklı bir yaklaşımla yönetmek oldu. Özellikle müşteri deneyimi alanında yaptığımız yatırımlar ve “Engelsiz Bankacılık” vizyonumuzla sektörde farklılaşarak bankacılığı herkes için erişilebilir kılmayı başardık. Bu süreçte sadece ürün ve hizmetlerimizi geliştirmekle kalmadık aynı zamanda kurum kültürümüzü de daha kapsayıcı, daha empatik ve daha dijital bir noktaya taşıdık.
İNSAN ODAKLI İLETİŞİM VE KAPSAYICILIK
Temel ilkemiz olarak kabul ettiğimiz ve iş kültürünü üzerine kurguladığımız “Danışman ve Sorumlu Bankacılık” anlayışımız, iletişim stratejimiz için büyük bir öneme sahip. Alternatif Bank’ın vizyon, misyon ve değerlerine uygun, “insan”ı odağına alarak doğru ve şeffaf bir iletişimi benimsiyoruz. Bu anlamda sektörde yapılan araştırmalar da doğru yolda olduğumuzu gösteriyor. Örneğin Deloitte’un Global Marketing Trends 2023 raporuna göre, markaların itibarını güçlendirmede insan odaklı iletişim ve kapsayıcılık en kritik unsurlar arasında yer alıyor. McKinsey’nin müşteri deneyimi araştırmaları, kapsayıcı ve empatik bir müşteri yaklaşımının, müşteri sadakatini yüzde 30’a kadar artırabildiğini gösteriyor. Harvard Business Review, şeffaf iletişim kültürü inşa eden kurumların uzun vadede daha sürdürülebilir marka değerine ulaştığını vurguluyor. İletişim alanında çok kanallı ama odaklanan bir yaklaşımla dijital pazarlama, halkla ilişkiler, müşteri deneyimi, sosyal medya, etkinlik, sponsorluk, sürdürülebilirlik çalışmalarımızla tüm paydaşlarımızla etkili ve etkin iletişim kurmaya özen gösteriyoruz.
“MÜŞTERİ DENEYİMİNDE KİŞİSELLEŞTİRME ZAMANI”
YAPAY ZEKA ETKİSİ McKinsey’nin Future of Banking raporuna göre 2030’a kadar yapay zeka uygulamalarını müşteri deneyimine entegre eden bankalar, gelirlerini yüzde 30’a kadar artırabilecek. Harvard Business Review, kişiselleştirilmiş deneyim sunan markaların müşteri sadakatini 7 kat daha fazla artırdığını ortaya koyuyor. Deloitte’un Sustainable Finance araştırmasına göre ise sürdürülebilirlik kriterlerini iş modeline entegre eden bankaların uzun vadeli yatırımcı ilgisi yüzde 40 daha yüksek oluyor. Benim de önümüzdeki dönemde en kritik gördüğüm trendler arasında yapay zeka tabanlı müşteri deneyimi uygulamaları, sürdürülebilirlik odaklı bankacılık ve erişilebilir dijital kanallar yer alıyor.
İNSANIN ROLÜ Operasyonel kararları yapay zeka ajanlarının üstlenmesi, insanı stratejik ve vizyoner bir rolün merkezine yerleştirmemize imkan tanıyor. Bu yaklaşım hem hız ve verimlilik hem müşteri deneyiminde kişiselleştirme anlamında büyük fark yaratıyor.
FİGEN BİLGEN I ABDİ İBRAHİM REÇETELİ ÜRÜNLER PAZARLAMA VE SATIŞ GRUP BAŞKANI
“REKABETİ SEVİYORUZ”
“Sektörümüzde kalıcı başarı, hastaların ve sağlık profesyonellerinin ihtiyaçlarını doğru anlayıp onlara değer katan çözümler sunmaya bağlı. Biz bu inançla hareket ediyoruz. Rekabeti seviyoruz. Ama en çok kendimizle rekabet ediyoruz.”
Abdi İbrahim hem yurt içinde hem yurt dışında büyük hedefleri olan bir şirket. Her yeni güne heyecanla başlıyoruz. Son beş yılda pazarlama ve satış süreçlerimizi daha veri odaklı, şeffaf ve ölçülebilir hale getirdik. Dijital dönüşüm hamlemizle özellikle saha ekibimiz yepyeni bir motivasyon kazandı. Türkiye’deki başarılı uygulamalarımızı uluslararası pazarlara taşıdık, global ölçekte de kalıcı bir rekabet avantajı sağladık. Kuşkusuz bunun kolektif bir sahiplenme ve adanmışlığın eseri olduğunun altını çizmek gerekir.
KÜRESEL PAZARDA ETKİN KONUM
Türkiye’deki güçlü liderliğimizin yanı sıra uluslararası pazarlarda da saygın ve güvenilir bir marka konumundayız. Türkiye dışında 19 ülkede faaliyet gösteriyor, Avrupa’dan Kanada’ya, Kuzey Afrika’dan Asya ve Orta Doğu’ya 70’ten fazla ülkeye ihracat yapıyoruz. Yaklaşık 6.000 çalışanımızla Türk ilaç sektöründe en yüksek istihdamı yaratıyoruz. 2.300 kişi ile sektörün en geniş pazarlama ve satış kadrosuna sahibiz. Küresel pazarlardaki etkili konumumuzu yalnızca ticari büyümeye değil bulunduğumuz ülkelerdeki sağlık ekosistemine kattığımız değere ve hedef odaklı pazarlama stratejilerimize borçluyuz. Hasta deneyimi ile birlikte tüm sağlık ekosistemindeki paydaşlarımızın beklentilerini odağına alan yaklaşımlar, veri analitiğine dayalı içgörüler ve dijital kanalların entegre yönetimi pazarlama vizyonumuzun merkezinde yer alıyor. Faaliyet gösterdiğimiz her pazarda sağlık hizmetlerine erişimi destekliyor, inovasyona ve sürdürülebilirliğe yaptığımız yatırımlarımızla toplumların geleceğine katkı sunuyoruz. Bu da Abdi İbrahim’i global ölçekte itibarını günden güne artıran güçlü bir oyuncuya dönüştürüyor.
ÜÇ TEMEL ALAN
Sektörümüzde farklılaşmayı sağlayacak üç temel alan biyoteknoloji, yapay zeka ve sürdürülebilirlik. Biyoteknoloji, yüksek katma değerli ve kişiselleştirilmiş tedavilere yön veren en kritik alan. AbdiBio ile Türkiye’nin en güçlü üretim ve Ar-Ge altyapısına sahip şirketi olarak ülkemize global rekabet avantajı kazandırmanın gururunu yaşıyoruz. Dijitalleşme ve yapay zeka, ilaç geliştirmeden üretim ve hasta takibine kadar her aşamayı dönüştürmekte. Veri analitiği ve dijital çözümlerle değer zincirimizin her adımında daha hızlı ve verimli süreçler kuruyoruz. HEAL2050 sürdürülebilirlik stratejimizle de çevresel, sosyal ve yönetişim boyutlarını dengeli biçimde yönetiyor, ekosistemin, insanın ve işin geleceğini iyileştirmeye odaklanıyoruz.
“ZORLUKLARI FIRSATA DÖNÜŞTÜRÜYORUZ”
AVANTAJ Tecrübemiz ve hedef odaklı kurum kültürümüz bizim her zaman en önemli rekabet avantajımız. Stratejik vizyonumuzu hayata geçiren güçlü yönetici kadromuz ve yenilikçi ruhuyla öne çıkan nitelikli insan kaynağımız ise markamızı yalnızca bugünün ihtiyaçlarını karşılayan değil, yarının sağlık trendlerini şekillendiren bir oyuncu haline getiriyor.
GÜÇLÜ ÜRETİM ALTYAPISI Öte yandan güçlü üretim altyapımız ve iş birliklerimizin yanı sıra yatırım iştahımızdaki süreklilik de daima elimizi güçlendiriyor. Ancak ilaç sektöründe sıkı regülasyonlar, yüksek maliyetler, fiyatlandırma politikaları ve inovasyon hızının yarattığı baskıyla şekillenen zorlu bir rekabet ortamı hakim. Bugün global pazarlarda başarılı olabilmek için güçlü üretim kapasitesi tek başına yeterli değil.
YOLCULUK Sürdürülebilirlik odaklı bir yaklaşım, sürekli inovasyon ve kültürel uyum en önemli rekabet avantajları. Köklü birikimimizi geleceğe taşımak için var gücümüzle çalışıyoruz. Zorlukları, uzmanlığımız, yenilikçi vizyonumuz ve sürdürülebilirlik odaklı stratejilerimizle fırsata dönüştürüyoruz. Bu sayede global yolculuğumuzu kararlılıkla sürdürüyoruz.
ÖZDEŞ DÖNEN ARTAK I MCDONALD’S TÜRKİYE CMO’SU
“DÖNÜŞÜMÜ HIZLANDIRDIK”
“Gelişen teknolojiye uygun şekilde dijital imajımızı güçlendirirken dönüşüm süreçlerimizi de hızlandırmak, en önemli faaliyetimiz oldu. Çünkü teknoloji ve dijitalleşme bize tüketicilerimizi daha iyi tanıma fırsatı sunuyor ve pazarlamanın geleceği olan büyük veriyle bu alandaki görünümümüzü derinleştirebiliyoruz.”
McDonald’s Türkiye’nin müşteri deneyimini baştan sona dijitale taşıyıp standartları yükselttik. Bu sayede kişiselleştirilmiş teklifler sunmanın yanında tekrar ziyaret ve memnuniyet oranlarında belirgin artış sağladık. Tüm bunları, veriyle karar alan bir çalışma düzeni kurup pazarlama, teknoloji ve operasyon ekiplerini aynı hedefte buluşturarak gerçekleştirdik. Böylelikle hem hızlı servis sektörü için referans niteliğinde bir deneyim yarattık hem markamızın büyümesini daha ölçülebilir ve sürdürülebilir hale getirdik.
GELECEĞİN DENEYİMİ
“Geleceğin Restoran Deneyimi” konsepti kapsamında müşterilerimize sunduğumuz yenilikçi hizmetlerle, pazarlama ve müşteri deneyimi alanında çıtayı sürekli yükseltiyoruz. Örneğin 7 milyon kullanıcıya taşıdığımız mobil uygulamamız belirli dönemlerde en çok indirilenler listesine girdi. Ayrıca restoranlarımızda bulunan dijital sipariş kioskları ile müşterilerimizin kasada sıraya girmeden, kendi tercihlerine göre sipariş vermelerini ve kolaylıkla ödeme yapmalarını sağladık. Özverili çalışmalarımız neticesinde, McDonald’s ekosisteminde Türkiye’yi dijital müşteri deneyimi ve aktif pazarlama uygulamalarıyla takip edilen, başarılı pazarlardan biri olarak konumlandırdığımızı rahatlıkla söyleyebilirim.
GLOCAL YAKLAŞIM
McDonald’s, dünyanın en güçlü markalarından biri olarak global ölçekte aynı kaliteyi, aynı lezzeti ve aynı standartları sunuyor. Ancak bizi farklılaştıran en önemli özellik, bu global bakış açısını yerel kültürlerle harmanlayarak “glocal” yaklaşımı benimsememiz. Türkiye’de geliştirdiğimiz ve tüketicilerimizin yoğun ilgi gösterdiği Köfteburger bu yaklaşımın en güzel örneklerinden biri. Öte yandan, Türkiye’de yüzde 98 yerlilik oranına ulaşmış durumdayız. Etimizi, sebzemizi ve daha birçok hammaddemizi yerli üreticilerimizden tedarik ediyoruz. Böylece McDonald’s Türkiye olarak hem tedarik zincirimizin sürdürülebilirliğini güçlendiriyor hem de ülkemizin ekonomisine katkıda bulunuyoruz.
KALICI BAĞLAR
Birbirinden lezzetli ürünlerimizin yanı sıra topluma dokunan projelerimizle de fark yaratıyoruz. Son olarak TEMA Vakfı iş birliğiyle 10 bin çalışanımız adına 10 bin fidanı Gaziantep Yeniceli’de toprakla buluşturduk. Türkiye Kadın Milli Voleybol Takımı’nın gururlu bir destekçisi olarak sporun ve kadınların başarısının yanında olmaya da devam ediyoruz. 2023 depremlerinde ise hızlıca harekete geçerek menü gıda yardımlarımızla depremzedelerin yanında olduk. Kısacası global bir duruşa sahip olan markamızın başarısına, yerel kültürle kurduğumuz kalıcı bağlarla katkı sağlıyoruz.
“EN BÜYÜK FIRSATLARIMIZ”
DİJİTAL EĞİTİM Ayrıca dijital eğitim uygulamamız olan “Fred ve Campus” ile gıda güvenliği de dahil olmak üzere pek çok konuda online eğitim imkanı sunuyoruz. Diğer taraftan ülkemizin her bölgesinden gerçekleştirdiğimiz ürün alımlarıyla yerel tedarikçileri güçlendiriyor, yeni istihdam alanlarının açılmasına destek oluyoruz. Özetle yetkin insan kaynağı, dijitalleşen eğitim süreçleri ve yüksek yerlilik oranı, farklılaşma ve sürdürülebilir büyüme için en büyük fırsatlarımız diyebilirim.
YENİ SORUMLULUKLAR Teknolojinin baş döndürücü bir hızla geliştiği günümüzde tüketici davranışları da sürekli evriliyor. Bu değişim, markalara elbette yeni sorumluluklar ve fırsatlar getiriyor. McDonald’s Türkiye olarak bizim önceliklerimizin başında tüketicilerimizi dikkatle dinleyerek beklentilerine hızla uyum sağlamak ve kurduğumuz duygusal bağı uzun vadeli bir güven ilişkisine dönüştürmek geliyor.
ZEYNEP ÖZDEN I TÜRK TELEKOM PAZARLAMA VE MÜŞTERİ DENEYİMİ GENEL MÜDÜR YARDIMCISI
“MÜŞTERİ DENEYİMİNİ MERKEZE ALIYORUZ”
“Türkiye’nin dijital dönüşümüne öncülük ederken müşteri memnuniyetini ve teknolojik yatırımları büyüme stratejimizin merkezine alıyoruz. Bireysel ve kurumsal müşterilerimize uçtan uca yenilikçi hizmetlerle faydalar sunmayı sürdürüyoruz.”
Türk Telekom olarak hayatın her alanında müşterilerimize fayda sağlıyoruz. Yılın ilk yarısında toplam abone sayımızı 54,2 milyona çıkarırken, mobilde 28,5 milyon aboneye ulaştık ve son on iki ayda 2,5 milyonu aşan faturalı net abone kazanımı ile tarihi bir rekora imza attık. Bu güçlü sonuçlar sabırla ve kararlılıkla hayata geçirdiğimiz müşteri deneyimi vizyonumuzun en somut yansıması. Özellikle faturalı segmentte elde ettiğimiz rekor büyüme, doğru stratejik yaklaşımımızın sürdürülebilir bir değere dönüştüğünü gösteriyor.
360 DERECE ÇÖZÜM ANLAYIŞI
Müşteri memnuniyetini ve teknolojik yatırımları büyüme stratejimizin merkezine alırken, yenilikçi ürün ve hizmetlerimizle bireysel ve kurumsal müşterilerimize 360 derece çözümler sunuyoruz. Bu anlayışın en önemli örneklerinden biri olan Türk Telekom Prime ile kahveden seyahate, e-ticaretten dijital servislere, bol GB’lı mobil tarifelerden yüksek hızlı fiber internet paketlerine kadar yaşamın her anına ayrıcalık katan bir dünya sunuyoruz. Geleceği yeni teknolojilerle inşa ediyoruz. Yaptığımız yatırımlar ve müşterilere sunduğumuz kampanyalarla “değerli hissettiren” marka olmayı başardık. Bireyselden kurumsala kadar her türlü ihtiyaca yanıt vermeye ve hayatın her alanında faydalar sunmaya devam ediyoruz.
MOBİLDE GÜÇLÜ BÜYÜME
Türkiye’nin dijital dönüşümüne öncülük etmeyi sürdürüyor, hayatın her alanında müşterilerimize fayda sağlıyoruz. Türk Telekom Prime ile sunduğumuz ayrıcalıklarla müşterilerimizin yaşamına değer katarken, fiber ve mobildeki gücümüze güç katmaya devam ediyoruz. Ağustos 2025 itibarıyla fiber uzunluğumuz 506 bin kilometreyi aştı. 5G ve yenilikçi teknolojiler için de büyük öneme sahip fiberi ülkemizin 81 ilinde uçtan uca sunmaya devam ediyoruz. Ayrıca 5G’ye geçişte gerekli olan fiberle bağlı 4.5G baz istasyonları oranımızı da dünyada 2030 için öngörülen hedefin üzerine çıkararak yüzde 55’e yükselttik.
“YENİ NESİL TEKNOLOJİLERLE BULUŞTURUYORUZ”
KÜRESEL STANDARTLAR Türkiye’nin dijital dönüşümünün öncüsü olarak müşterilerimize yeni nesil teknolojilerle buluşturuyor, küresel standartlarda hizmetler sunarak internet deneyimini zenginleştiriyoruz. Müşteri deneyimi odaklı yaklaşımımızla yapay zeka ve otomasyon teknolojilerini entegre ettiğimiz destek sistemlerimiz ile uçtan uca dijital çözümler sunuyoruz.
PROAKTİF DESTEK Proaktif, hızlı ve etkin çözümler sağlayan destek sistemlerimiz, sabit internet kullanıcılarımızın ev içi bağlantı deneyimini üst seviyeye taşıyor. Wi-Fi Mercek ile akıllı ev interneti yönetimi gerçekleştiriyor, operasyonel verimliliğimizi artırarak ciddi ölçüde tasarruf sağlıyoruz. Müşterilerimizi en yeni teknolojilerle buluşturmaya, ürün ve hizmetlerimizi yenilikçi çözümlerle geliştirmeyi sürdüreceğiz.