KADINLAR DÜNYAYI GERÇEKTEN DEĞİŞTİREBİLİR Mİ?

PROF. DR. ACAR BALTAŞ I PSİKOLOG - BUSINESS LIFE BAŞYAZARI

Her toplum kendine layık olduğuna inandığı liderleri seçer ve onlar tarafından yönetilir. Hem toplumların hem iş hayatında şirketlerin performansı liderlerin performansı tarafından belirlenir. Gerzema ve D’Antonio’nun dünya gayri safi milli hasılasının yüzde 65’ini üreten 13 ülkede 64 bin kişiyi içine alan araştırmasının1 liderlikle ilgili bulguları çok ilgi çekici. Araştırmada önce 125 sıfat, 32 bin kişi tarafından kadın ve erkeklere özgü ve her iki cinsiyet için ortak özellikler olarak ayrıştırılmış ve daha sonra da araştırma grubunun diğer yarısını oluşturan ve bu sınıflandırmadan habersiz 32 bin kişiye “Bugünün liderlerinde görmek istedikleri nitelikler” sorulmuştu. Liderlik açısından değerlendirildiğinde kadınlara özgü olarak görülen; sorunları güçle değil mantıkla çözen, sabırlı, sadık, esnek, iş birliğine yatkın, dinleyen, öğrenen, uzlaşmacı olma gibi özellikler ön plana çıkmıştı. Buna karşılık erkeklere özgü görülen az sayıdaki kararlılık, dirençlilik, analitik olmak, bağımsızlık gibi olumlu özellik liderde aranan nitelikler arasında yer almıştı. Araştırmanın bu yazımıza konu ettiğimiz bölümü başarı, ahlak ve mutluluk alanlarını kapsıyor.

BAŞARI

Araştırmaya katılanların yüzde 80’i başarı için iyi ilişkiler sürdürmenin ve insanlara saygının paradan daha önemli değerler olarak öne çıktığını söylüyor. Yüzde 50’nin üzerindeki bir grup “kibar insanların” saldırgan ve kontrol edici olanlardan daha başarılı olacağına inandığını belirtiyor. Bu başlık altında iş birliği, nezaket ve empati en çok tekrarlanan sıfatlar. Bu sonuçlar toplumdaki başarı algısının daha çok kadınlara özgü sıfatlar yönünde değiştiğini gösteriyor. Başarı ile özdeşleştirilen erkek özellikleri ise daha ziyade kararlılık, dirençlilik, bağımsızlık ve analitik olmak. (Şekil 1).

AHLAK

Araştırmacılar ahlak konusunu ele alırken gelenek, din ve kültür kavramları üzerinden ilerlemiş. Yazıdaki şekilde görüldüğü gibi (Şekil 2), istatistiki analizler ahlak ile sadakat, empatik, özverili, sabırlı ve makul/mantıklı olma gibi kadınlara özgü olarak değerlendirilen özellikler arasında güçlü bir ilişki olduğunu gösteriyor. Bu özelliklere atfedilen önem toplumlarda öfkeye neden olan; tamah, yozlaşma ve bencilliğe tepkidir. Toplumsal dokunun ve ekonominin sağlamlığı genel ahlak ve güvenle yakından ilişkilidir. Toplumda yaygınlaşması beklenen bu özellikler kadınlara özgü sıfatlar arasında sayılıyor. Erkeklere özgü görülen saldırganlık/agresiflik, analitik olmak, kararlılık, gurur ve bağımsızlık niteliklerinin ise ahlak dışı davranışları kolaylaştırdığı düşünülüyor.

MUTLULUK

Araştırmanın yürütüldüğü bütün ülkelerde en güçlü bağ, kadın özellikleriyle mutluluk arasında kurulmuş. Yukarıda başarı ve ahlak konusunda sıraladığımız sabır (başarı ve ahlakla orta derecede ve olumlu korelasyon), sadakat (görece ahlakla daha güçlü ve olumlu korelasyon), mantık (görece başarıyla daha güçlü ve olumlu korelasyon) ve esneklik (görece başarıyla daha güçlü ve olumlu, ahlakla düşük ve olumsuz korelasyon) özellikleri empati (ahlakla orta derecede ve olumlu korelasyon) ile birleşerek yeni dünya anlayışını yansıtıyor. (Şekil 3). Geçmişte zenginlik, bolluk ve servetin erkeklere ait özellikler olan güç (iktidar) ve güvenin sonucu olduğu düşünülürken bugün bolluk ve zenginliğin bilgi ve etki gibi farklı değerlerle yer değiştirdiği görülüyor. Buna karşılık erkeklere ait olduğu düşünülen baskınlık, sertlik ve cesur olmak özelliklerinin hiç birisi “büyük liderlikle”, mutlulukla, başarılı ve ahlaklı olmakla ilişkili bulunmamış, saldırganlık/agresiflik özelliğininse ahlak ve mutlulukla olumsuz ilişkisi olduğu görülmüş. İlginç olan erkeklere özgü kabul edilen kararlılık ve güvenli olmanın da listenin en sonunda yer almış olması.

ÇIKARIMLAR

Sabır, duyarlılık ve insanlarda anlaşıldığı duygusunu yaratmak, temposu yüksek ve karşılıklı bağımlılığın egemen olduğu bir dünyada büyük önem taşıyor. Günümüzde iş hayatında olduğu gibi toplumsal yaşamın her alanında kadınlara ait özellikler olduğu düşünülen kibarlık, iş birliği ve başarıyı paylaşmak hem iş sonuçları açısından hem uyumlu bir toplum için temel değerler. İş yaşamının ötesinde, dünyayı içine alan yolsuzluk ve savaşların azalmasının da kadınların temsil ettiği güven ve adaletin yaygınlaşmasıyla mümkün olacağı düşünülüyor. Çünkü iyi bir hayat saygın bir iş, anlamlı ilişkiler ve güvenli bir çevre içinde yaşamakla mümkün. Araştırma kadınların böyle bir dünyayı oluşturmak için erkeklerden daha büyük bir potansiyele sahip olduğunu gösteriyor.

SONUÇ

Şimdi dönün ve yazının başlığı olan soruya samimiyetle cevap verin. Kadınlar gerçekten fark yaratabilir mi? Çünkü bu yıl da 8 Mart’ta kadınlara övgüler düzüldü ve onların iş ve sosyal hayattaki eksikliğinin sonuçlarından söz edildi. Ancak her zaman olduğu gibi kadınların uğradığı haksızlığın terennüm edildiği “ikiyüzlü üzüntü ayinleri” birkaç gün sonra unutuldu ve hayat eskisi gibi devam etti.

Kısa hayatını siyahların medeni haklarını kazanma yolundaki mücadelesine adayan ve benzeri hayal kırıklıkları yaşayan Martin Luther King’in iki sözünü hatırlatarak yazıyı tamamlayalım. “Yüzeysel iyi niyete aldanmak, aşikar kötü niyete kanmaktan daha tehlikelidir.” Ve “En sonunda düşmanlarımızın sözlerini değil, dostlarımızın sessizliğini hatırlayacağız.” Kadınların tarafında olduğunu dile getiren her erkek kendisine şu soruyu sormalı: “Ben bu konuda değişim yaratmak için ne yapıyorum? Evde, işte, sosyal hayatta.”

Kaynakça: Gerzema J, D’Antonio M. The Athena doctrine. Jossey-Bass; 2013

BUSINESS LIFE