“KENDİNE AİT BİR ODA” İŞ DÜNYASI İÇİN DE GEREKLİ

SEYFETTİN BAYRAM I BUSINESS LIFE GENEL YAYIN YÖNETMENİ

“Kadınlar insandır, biz insanoğlu.”

Bu sözlerin sahibi rahmetli ozanımız Neşet Ertaş’ı derin bir saygı ve sevgiyle anarak başlamak isterim. Oradan Virginia Woolf’un Kendine Ait Bir Oda kitabındaki temel argümana uzanalım. Woolf’a göre kadınların edebiyat dünyasında var olabilmesi için ekonomik özgürlüğe ve fiziksel olarak kendilerine ait bir alana ihtiyaçları vardır. Woolf ayrıca kitapta tarih boyunca kadınların sanat ve edebiyat alanında yeterince temsil edilememesinin nedenlerini sorgular ve kadınların bağımsız düşünce üretebilmesi için ekonomik güvencelerinin ve çalışma alanlarının olması gerektiğini savunur.

Bu kavram sadece edebiyatla sınırlı değil; iş dünyasına, girişimciliğe ve liderliğe de uyarlanabilir. Kadınların iş dünyasında daha fazla yer alabilmesi için de “kendilerine ait bir odaları” olmalı. Yani kadınların fırsatlara, kaynaklara, eşit haklara ve karar mekanizmalarına erişimleri sağlanmalı.

KADINLARI GERİDE BIRAKIRSAK…

İş dünyası, ekonomi ve toplumun genel dinamikleri her geçen gün değişiyor. Ancak değişmeyen bir gerçek var: Kadınları geride bıraktığımızda, aslında hepimiz geri kalıyoruz. Bugün iş dünyasında ve ekonomide sürdürülebilir büyümeyi konuşurken, inovasyon ve verimliliği artırmanın yollarını ararken, kadınların bu denklemin vazgeçilmez bir parçası olduğunu kabul etmeliyiz. Kadınlar sadece iş gücüne katılmıyor; yeni işler yaratıyor, ekonomiyi büyütüyor ve liderlik ettikleri kurumları ileri taşıyor. McKinsey’nin araştırmaları, toplumsal cinsiyet eşitliğine yatırım yapan şirketlerin yüzde 25 daha kârlı olduğunu gösteriyor. Dünya Ekonomik Forumu ise kadınların iş gücüne tam katılımının küresel ekonomiye 28 trilyon dolar ekleyebileceğini öngörüyor. Rakamlar açık: Kadınlar iş dünyasında ne kadar güçlenirse, hepimiz kazanıyoruz. Ancak hala cam tavanlarla, önyargılarla ve görünmez bariyerlerle karşı karşıyayız. Türkiye’de yönetim kurullarında kadın temsil oranı hala çok düşük seviyelerde. Oysa kadınların daha fazla yer aldığı yönetim ekipleri, daha iyi kararlar alıyor, şirketlerin piyasa değerini artırıyor ve daha kapsayıcı bir iş kültürü yaratıyor. Bir şirketin başarısı, içindeki çeşitlilikle doğru orantılı.

İLHAM VEREN 30 İŞ KADINI

Bu nedenle bu ayki kapak konumuz “İlham Veren 30 İş Kadını.” Sınırları aşan, sektörlerinde fark yaratan ve sadece kendileri için değil, başkalarına da yol açan kadınları bir araya getirdik. Onlar, zorluklara rağmen vazgeçmeyenler, başardıkça diğer kadınların da yükselmesini sağlayanlar.

Virginia Woolf’un dediği gibi: “Kendine ait bir oda” sadece edebiyat için değil, iş dünyası için de gerekli. Kadınlar için fırsat eşitliği yaratmak, sadece bir adalet meselesi değil, aynı zamanda ekonomik ve sosyal bir zorunluluk.

CEO, CHRO ve CCO dosya konularımızda da toplumsal cinsiyet eşitliği meselesine yakından baktık. CFO, CMO ve CTO dosyalarımızdaysa büyüme ve rekabet odağımız oldu.

Nurten Öztürk ve Hakan Bulgurlu söyleşilerini de keyifle okuyacağınızı umuyorum.

Bu ayın sayısını okurken, iş dünyasında daha fazla kadına yer açmanın ne anlama geldiğini, neden kadın gücünü geride bırakamayacağımızı ve geleceği nasıl birlikte şekillendirebileceğimizi göreceksiniz.

Daha eşit, daha güçlü ve daha adil bir dünya için kadınları desteklemeye ve hak ettikleri yerlere taşımaya devam edelim.

İyi okumalar,

BUSINESS LIFE